1. Anasayfa
  2. Sine Kritikler

Sinekritik: Cennetin Krallığı


0

cennetin krallığıKariyerinde Bıçak Sırtı, Gladyatör ve Yaratık gibi iki bilim kurgu filmlerinin en bilinen klasiklerinin yer aldığı bir yönetmen ( Ridley Scott ) ve Orlando Bloom gibi önemli bir oyuncunun yer aldığı bu film; ilk başta ‘taraflı bir yapımdır’ izlenimi uyandırıyor insanda… Bunda, haçlı seferlerini gerçekleştiren ülkelere ve dine mensup kişilerin filmleri çekmesi düşüncesi ile ” doğu ve müslüman bakış açısıyla çekmezler’ düşüncesi önemli sebepler olarak ortaya çıkıyor. Fakat başta Selahattin Eyyubi olmak üzere müslüman toplumuna fazla değinmeden, olayları sadece Haçlılar açısından değerlendirerek ünlü müslüman komutanını da ahlaklı, sözünün eri, mert, güçlü bir karakter şeklinde ekrana yansıtmak ve yayınlamak; gerçekten çok büyük bir başarı ve haçlı seferlerini anlatan filmler arasında bu filmin bir yapıt olarak ön plana çıkmasını sağlıyor.

Haçlı seferleri tarihi açıdan önemli bir olaydı; Kudüs ise sadece müslümanların değil, hristiyanların ve yahudilerinde kutsal mekanlarından biriydi. Bu yüzden tarihte önemini hiç bir zaman kaybetmedi; bu da yıllarca savaş içerisinde şehrin yaşamasına ve bu dinlerin üzerinde durduğu ‘barış’ kelimesinden uzakta durulmasına sebep oldu. Böyle zengin bir tarihi geçmişe sahip şehir hakkında film çekmenin zor yanı: propaganda yapılması olasılığı ile şehirde yaşayan bu kadar büyük dinlerin hepsini bir çatı altında toplama başarısını gösterip gösteremeyeceği. İşte film bunları bertaraf etmek adına hem hristiyanlık açısından olaya bakmış fakat bunu yaparken hem propaganda yapmamış hem de diğer dinlere de saygılı davranmış. Bu da bir başyapıt çıkartmış.

Film; bir demir ustası olan Balian‘ın başından geçen olayları anlatıyor. İşin ilginç tarafı; o da peygamberler gibi bir meslek sahibi ve mesleği aslında tapınak şövalyelerinin geçmişiyle benzer. Tapınak şövalyeleri de demircilik yaparlardı ve masondular. İlk gözüme bu çarptı ve sonrasında balian, sıfırdan en zirveye çıkarken bu ‘peygambervari’ duruşuyla bir çok beceri elde etti ve önce ünlü bir silahşör, sonrasında bir baron ve en sonunda kral oldu bir nevi ve sonrasında evinin yolunu tuttu!. Bu belki de bir basitlik ya da yeşilçam filmi havası estirebilir fakat filmin içeriği daha önemliydi. İbelin lordunu canlandıran Liam Neeson ile Balian Orlando Bloom arasında geçen diyaloglar ile filme gerçekten büyük bir katkısı olan tiberias ( Jeremy İrons ) ağzından çıkan barış dolu cümleler; o tarihte yaşanan tarihi kıyımları durdurmaya yetmemiş ama insanlığın yapması gereken doğruların neler olduğunu anlatmaya fazlasıyla yetti diyebilirim.

Cennetin krallığı filmini diğer benzeri filmlerden ayıran en önemli şey; karakterleri tanıtırken gayet dürüst davranması ve tanıttıktan sonra savaşa ortadan girip olayları olduğu gibi yansıtması olsa gerek. Dönem şartlarını çok güzel betimlemesinin dışında; o dönemde yaşananlardan bazılarını ekrana taşıması da güzel bir tercih olmuştu: mesela cadılar, intihar eden birinin başının kesilmesi gibi… O dönem yaşayan insanların hayatlarını anlatmak yerine, arka planda bu olayları kurgulayan yönetim kadrosunun kendi aralarında yaşadıklarını anlatmayı yeğlemesi de filmin ve dolasıyla yönetmenin; olayları dallandırıp budaklamadan, anlatılmak istenenleri anlatıp filmi sonlandırmak adına yaptıkları güzel bir tercih olsa gerek.

Kingdom of Heaven yani Cennetin Krallığı son zamanlarda yapılan başarılı yapımlardan biri; hele ki 2012 yılında yapılsaydı, bilgisayar efektleri ile daha da mükemmel olacağını hayal ettiğim yapımlardan biri. Haçlı seferleri olayını tarafsız ve propaganda yapmadan ekrana yansıtması en önemli artısı; film içerisinde BARIŞ kelimesine yapılan ve aynı çatı altında insanların birlikte yaşamasını öngören düşüncelere atıfta bulunması gerçekten anlamlıydı. Ayrıca her iki dinin üyelerinin birbirlerine olan yaklaşımları ile özellikle son sahnelerde Selahaddin Eyyubi’nin yere düşen haçı kaldırıp düzeltmesi gibi bir çok subliminal mesaj filme güzel anlamlar kattı diyebilirim. İlerleyen zamanlarda filmin Ben Hur, Spartakus gibi klasikler arasına gireceğine eminim.

Yine de belirtmekte fayda var; film tarihi bir belgesel değil. Tarihi olayları aynen aktarmıyor. Sadece yönetmen ve senaristin yaşanan bu savaş öncesi ve sonrasında kurguladıkları olayların gerçek tarihle örtüştürüp, olmasını istedikleri şekilde yaşananları anlatıyor.

Benim sinekritik puanım 8

İyi seyirler.

  • 0
    alk_lad_m
    Alkışladım
  • 1
    sevdim
    Sevdim
  • 0
    e_lendim
    Eğlendim
  • 0
    _rendim
    İğrendim
  • 0
    be_endim
    Beğendim
  • 0
    be_enmedim
    Beğenmedim
Paylaş
İlginizi Çekebilir

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir