“Hayat bir kutu çikolata gibidir, içinden ne çıkacağını asla bilemezsin.” Bu cümleyi filmde kaç defa duydum bilmiyorum; fakat giriş sahnesindeki o havada süzülen tüy’ün anlatmak istediği de bu cümle olsa gerek. Filmin bu ilk sahnesi, aslında insan yaşamını da anlatmıyor mu sizce? Rüzgarın etkisiyle savrulan tüy; hayatın bir o yana bir bu yana salladığı insan hayatını temsil etmiyor mu sizce? Yavaş yavaş yere süzülmesi, toprağa karışması… İnsan hayatını anlatmıyor mu sizce?
Evet, 6 dalda oscar ödülü almış olan başrolünde Tom Hanks’ın oynadığı unutulmaz bir film hakkında yazmak, kendi adıma çok zor.. Her film izlerken, elimde ufak bir not kağıdı olur; bazı sözleri ya da anları ya da o an aklıma film hakkında sonrasında unutmamam gereken şeyleri bu not kağıdına yazarım… Ama inanın bu film izlerken, normal bir metot defteri kağıdı bile yetmiyordu bana…
Filmin konusunu wikipedia’dan aynen aktarıyorum:” Forrest Gump, zeka seviyesi 75 olan bir erkeğin hayatını ele alıyor. Zeka seviyesi nedeni ile devlet okullarına girmekte bile zorlanan Forrest Gump zamanla akla mantığa uymayan başarılara imza atıyor. Her ne kadar zeka seviyesi düşük olsa da fiziksel olarak son derece sağlam olan Forrest Gump, zamanla gelişen olaylar zincirinde bizi hayal edemeyeceğimiz bir dünyaya götürüyor.Zemeckis hikâyeyi yakın Amerikan tarihindeki birçok olay ve fenomenle(Elvis Presley’den Watergate Skandalına kadar)ustalıkla ilişkilendiriyor. ”
6 dalda oscar ödülü, 32 adette adını buraya yazmaya üşendiğim diğer ödüller… Ve Tom Hanks‘in bu filmde oynamış olması… Kesinlikl izlemek için yeterli sebebler değil mi sizce? Bu filmi hala izlememiş olanlara şaşıyorum açıkcası…
Film Forrest Gump‘un biyografisi gibi ve kendi sesinden anlatıyor bir çok şeyi, bizde keyifle takip ediyoruz… Çocukluğundan zamanımıza kadar geçen sürede yaşadıklarını onun sesinden dinlerken, insan kendini bir çok yer de ” o an ” da buluyor; o zekasıyla yaptıklarını görünce ve o an yaptıklarını bir çok ” akıllı ” insan yapamayacağını anladığında kafalarından neler geçtiğini anlamak zor olmuyor… Ajandama ilk not aldığım şey: ” minik çantası ve kullandığı defter ” oldu; kendimi çocukluğumda hissettim o an… Okul arabasına binerken konuştukları da aslında zeka seviyesi düşük bir insanı yansıtmıyordu: ” Annem yabancılarla konuşma dedi, benim adım abcd, arabaya binecek misin? tamam ben de forrest, tanıştığımıza göre binebilirim! ” Yok böyle bir diyalog!
Tarihi bir çok olayı ( Tabii ki Amerika içinde yaşanan; fakat belki de tüm dünyayı ilgilendiren/etkileyen ) bir filmde bu kadar komik, hızlı, anlaşılır şekilde izlememiştim belki de: genel kültür bilgilerim de arttı diyebilirim: Ku Klux Klanı hakkında kısa bir sahneden sonra ( ki Tom Hanks oynadı burada ve soyadının Forrest olduğu söylendi; fakat bu konuda google’de bir bilgi bulamadım ) söylenen cümle hoşuma gitti, umarım doğru kaydetmişimdir: ” Bazı yaptıklarının bundan dolayı mantıksız olabileceğini hatırlatır. ” Ne demek istedi sizce? Ve tabii ki Joan Baez ismini de bu film sayesinde duydum; Bob Dylan ile olan ilişkisi, sosyal konularda verdiği mesajlar, Beatles gibi gruplara verdiği ilham vb. gibi şeyler işte. Gereksiz bilgiler mi? belki de evet, fakat filmin ana konusuyla çok alakalı kişilerden biri olmalı Jaen Baez; Ku Klux klanının bir alakası yok merak etmeyin. :)
Notlarıma baktım da, tarihi konularda çok not tutmuşum; yani film bir çok tarihi olaya ışık tuttu gibi bir şey oldu sanki. :) Bir çok konuda bilgi vermesi; örneğin yerleri silerken karides çeşitlerini sayması aklıma bir an ” acaba hamsi çeşitlerinden fazla mı bu karides çeşitleri? ” sorusunu getirdi ama karidesle de bir çok şey yapılabiliyormuşun cevabını artık verebileceğim. :)
Fİlm bir çok filme de ilham kaynağı olmuştur; ” Koş forrest koş ” repliğini supernatural dizisinde duymak ne hoş olurdu değil mi? Evet, bir bölümde bu replik orada da kullanıldı!. Filmde ayrıca San Francisco müziğini duyunca, filmi durdurup o şarkıyı baştan sona tekrar dinledim.
Film hakkında aslında çok şeyler söylenebilir; arka planda çok iğneleyici mesajlar içerdiğini düşünüyorum. Aşk, sevgi, hüzün, azim, dostluk, başarı gibi bir çok konu da öyle güzel örnekler veriyor ki… Ve bunu Tom Hanks’ın zeka seviyesi düşük bir insanı mükemmel bir şekilde oynamasını da katarsak eğer, izlemeye doyum olmuyor… Özellikle çocuğu olduğunu anladığında verdiği tepki, gerçekten insanı ağlatacak cinsten. ( Çocuğu görünce, tanıdık gelecek size… )
Filmde, Tom Hanks’ı bir çok tarihi olayda ” canlı yayında ” izliyoruz sanki, bir an insan ” bu film gerçekten yaşandı mı? ” sorusunu soruyor kendi kendine, cidden ben öyle düşündüm ve araştırdım ama yokmuş böyle bir şey. :) Tamamen senaryo oyunu; böyle bir insan ancak filmlerde olur belki de ama buna değil, ne mesaj verdiğine bakmak gerek…
Sürekli arayış içinde olması, olur olmadık yerlerde yaptığı projeler sonucunda başarıya ulaşması ve biraz da şansının yaver gitmesiyle nerden nerelere geldi; aşkının peşini asla bırakmadı ve onunla en sonunda mutlu oldu belki de… Ya annesi? Annesinin onun için katlandıklarına ne demeli? Anneler… Ya eğitim sistemindeki çarpıklık? 80 ile 75 arasında ne fark var sorusunu ben de sormak istiyorum burada; zeka seviyesi düşük insanların daha çok ilgiye ve daha iyi bir eğitime ihtiyaçları yok mu?. İşte burada eğitim sisteminin yanlışlığından bahsediliyor belki de ama karşımızda amerikan aile yapısının ” anlamsız ” ritüelini de görüyoruz belki de..
” Onu arama, o seni bulur. ” Bu cümleyi de not ettim ajandama, hangi sahnede söylendiğini tam olarak hatırlamasam da; son günlerde sürekli dile getirdiğim ” Carpe Diem ” sözünü tamamlayan bir cümle olması itibariyle ilgimi çekti sanırım… Ve yine sanırım: burada yönetmen kader’e işaret ediyor, sizce?
” Koş, forrest koş ” lafını kahramanımız öyle benimsedi ki , bir ara dünyayı turlamaya başladı hem de koşarak! Günümüzde bu konu da bir çok olayı eleştirmek için koşular yaparlar ya; aynen öyle: ama burada farklı bir şey vardı bence. Koşunun sonunda söyledikleri! ” Yoruldum, eve gitmek istiyorum! ” dediği an, sakalı ve üstündekilerle çizgi filmlerde izlediğimiz Musa Peygamber gibi gözüktü gözüme; arkasına döndüğünde takipçilerini Kızıldeniz’i ortadan ikiye yarar gibi bölüp ortalarından geçmesi… Çok mu hayalperestim?
Filmde hep güzel şeyler var belki de; eksikleri az aslında gerçekten ama benim kafamı kurcalayan bir kaç soru vardı, bunlardan biri: bir çok kez başkanın odasına kadar giden forrest gump, o kadar zengin olmasına rağmen, o kadar tanınması gerekmesine rağmen; hala normal bir vatandaş muamelesi görmesi neden acaba? Ben bu konuyu medyaya yapılan bir eleştiri olarak görüyorum… Fakat burada şunu da belirteyim: film içinde JFK’nın suikastından bir çok olaya kadar hükümetlere verilen ince mesajlar vardı, eleştiriler… Bir sahnede vietnam savaşı hakkında soru sorulan forrest gump cevap verirken, genelkurmaydan bir askerin tüm fişleri çekmesi ve konuşmayı sekteye uğratması/engellemesi sizce ne anlama geliyor? Verdiği mesaj çok açık, evet: bence de. :) Fakat vietnam savaşı hakkında konuşurken arkada duran resmin konuyla alakası ne?
Bu kadar yazmak yeter sanırım; bu filmi neden izlemeliyim sorusunu sorarsanız şunları söyleyebilirim: Bir filmde bir çok insani duyguyu izlerken, bunları tarihin en önemli olayları ile beraber görmek istemez misiniz? Zeka seviyesi bir insanın nasıl da en akıllı insanların bile veremeyeceği kararları verdiğini görmek istemez misiniz? Birine ismi sorulduğunda ” Ben forrest, forrest gump ” repliğini duyup gülümsemek istemez misiniz?. Felsefik bir çok sözlerle süslenmiş ( Örn: sakın korkma bitanem ölüm de hayatın bir parçası. – veya – Sadece aptalca davrananlar aptaldır. ) , dönemin önemli olaylarına ince göndermelerde bulunan ( Bize , Vietnam’in Amerika’dan çok farklı olacağı söylenmişti.Bira kutuları ve ızgaralar dışında öyleydide. ) bir film izlemek istemez misin? En aptal kişinin bile içinde sevgi barındırdığını çok net bir şekilde görmek istemez misin? Ve daha ne okuyorsun, bence filmi kesinlikle izle!
Filme oyum, 10 üzerinden 9,5.
Kesinlikle izleyin; iyi seyirler.