Zacharıus Usta adlı eser Jules Verne tarafından kaleme alınan dünya klasiklerinden bir tanesi. Orijinal adı Maitre Zacharius olan eser, İş Bankası Kültür Yayınları tarafından yayımlandı. İlk baskısını 1854 yılında yapan eserin yayınevi tarafından ilk baskısı ise 2017 yılında yapılmıştı. Elimde bulunan kitap ise yayınevinin 13. Baskısı ve Eylül 2021 tarihinde basılmış. Kitabın Fransızca aslından çevirisini Alev ÖZGÜNER yaparken, editörlüğünü ise Gamze VARIM yapmış. Hikaye / Öykü kategorisinde türünü belirtebileceğimiz eser toplamda yaklaşık 49 sayfa kadar.
Jules Verne ismini daha ilk okulda duymaya başlamıştım. Dünyanın Merkezine Yolculuk ve Denizler Altında 20.000 Fersah kitapları çocukluğumuzda en çok duyduğumuz kitap isimlerinden iki tanesiydi. Yazarın başka eserlerini o zamanlar duymamıştım ancak doğal olarak bu kadar büyük bir yazarın farklı eserleri de vardı. Bunlardan bir tanesi de Zacharıus Usta adlı eserdi. Başlangıçta bilimsel bir kitap olarak düşündüğüm bu kısa kitap, sonlara doğru kibrine yenilip ölümsüzlüğün peşine düşen karakterimizin çöküşüne tanıklık ile sona erdi (Burası kısmi spoiler içerir).
Zacharıus Usta adlı kitabın özeti nedir?
Dünya klasikleri sanatsal anlamda çok ses getiren eserler olmalarının yanında genelde bir çoğu kısa yani az sayfadan oluşur. Bu halleriyle okuma öncesi gözü korkutmayan kitaplar, okunmaya başladıkça az sayfaya rağmen derya – deniz düşündürmeleri ile okuyucuyu oldukça etkilemektedir. Yazıldıkları dönemlerin çok eski tarih olmasına rağmen günümüzde popülaritelerini korumaya devam etmeleri de bir başka özellikleridir. Bunlar tabii ki tercih nedenleri.
Kitabın arka kapağında konusu şu sözlerle anlatılmaktadır: “Zacharius Usta olağanüstü ince bir işçilikle ürettiği kusursuz saatlerle Cenevre şehrinin gururudur. Ünü İsviçre sınırlarını aşıp Fransa ve Almanya’ya kadar uzanmıştır. Saatçiliğin ilerleyen bilime ayak uydurmasıyla, Zacharius Usta da “saat maşası”nı icat eder. Bu icadının ardından kibir başını döndürür. Öyle ya, Tanrı sonsuzluğu yarattıysa, kendisi de zamanı yaratmıştır. Ancak günün birinde imal edip sattığı bütün saatlerin ortada görünür bir sebep olmaksızın birden durmasıyla, öfkeli müşteriler evinin kapısını aşındırmaya başlar.” Kitap, İçindekiler kısmında anlatıldığı üzere 5 bölümden oluşmaktadır. Bu bölümlerin isimleri: Bir Kış Gecesi, Kibir ve Bilim, Tuhaf Bir Ziyaret, Saint – Pierre Kilisesi, Ölüm Saati şeklindedir.
Zacharıus Usta tecrübeli, başarılı ve nam salmış bir saatçidir. Ürettiği saatler tüm ülkede duyulmuş, ünü sayesinde birçok saat satmıştır. Kitapta yazar karakteri şu sözlerle özetliyor: “Adam, Leonardo Da Vinci’nin tabloları gibi iç karartıcıydı.” (s. 2). Adeta kendini “saati icat eden adam” olarak gören Zacharıus Usta, bu nedenle kendini bir nevi “zamanın tanrısı” olarak da görür. Ürettiği her saatle kibri daha da artmaktadır. Fakat bir gün aldığı haber tüm psikolojisi bozar: yaptığı saatler teker teker durmaya başlamış ve iade edilmektedir. Çırağı ile birlikte tüm uğraşlara rağmen bu saatleri tekrar çalıştıramaz, saatlerin neden ve nasıl durduğunu da çözemez. İnancı olmayan biri olan usta, bu sıkıntılar nedeniyle bir süre sonra kendini zoraki olarak kilise de bulur ancak bu bile kibrini yenmesine katkı sağlamaz.
Karakterlerden bahsedelim kısaca: Zacharıus Usta ile birlikte aynı evde yaşayan biricik kızı Gerande, babasının ruhsal bunalıma girmesi sonrası onun iyileşmesi için endişeli bir şekilde çözüm aramaya başlamıştır. Ustanın çırağı olan Aubert Thün ise sadakatli ve çalışkan bir saatçi, aynı zamanda ağzı sıkı biridir; bunun yanında ustasının kızına da sadakatle bağlıdır ve onunla evlenmek istemektedir. Evin ihtiyar hizmetçisi Scholastique ise dedikoducu olmasına rağmen hamarat biridir. Bu karakterlerin hepsi ustanın iyileşmesi için ellerinden geleni yapar. Bir de kötü karakter var ki Pittonaccio, hem ustanın kızını hem de ustanın ruhunu almak istemektedir.
Zacharıus Usta kitabı bize ne anlatıyor?
Bizim dinimizde tabii ki kibrin yeri yoktur ve kibirli insanlar cehennemlik olarak görülür. Aslına bakarsanız bu tüm dinlerde de bir nevi böyle. Kitabın yazarı olaya Tanrı – Kilise – Cehennem üçgeninde Hristiyan inancı açısından baksa da genelde farklılık yok aslında. Kibir, başlı başına dünyanın en büyük hastalığıdır ve bu açıdan bakıldığında kitaptan ders alınabilecek en önemli şey: en ufak bir başarı da bile böbürlenip, başımızın döndüğünün farkına varmadan hareket edince elde edilecek sonucun olumsuzluğudur. Bu haliyle Zacharius Usta’dan, yaşadıklarından, sözlerinden ders çıkarılacak çok mesaj var.
Kitapta dikkatimi çeken bir başka konu ise sanatın, sanatçılar için bir yaşam kaynağı olduğu gerçeğidir. İcra ettikleri sanat olmaz ise varlıklarının da anlamı olmayacağı kitabın içeriğine güzel bir şekilde yedirilmiş. Bunun yanında ustanın yaptığı saatlerin kusursuzluğuna olan inancı ile insan bedeni ve ölüm arasında muazzam bir uyum kurulmasıdır. Zacharius’a göre Tanrı sonsuzluğu yarattıysa, kendisi de zamanı yaratmıştır: zaten burada kibrin zirvesine ulaşmıştır. Bu arada karakterlerin şatoya yaptığı ziyaret ve orada yaşananlar cennetten kibri yüzünden kovulan şeytan hikayesini aklıma getirdi.
Zacharıus Usta, elinize alıp yaklaşık bir saatte okuyup bitirebileceğiniz bir eser. Keşke öykü olarak değil de roman niteliğinde daha uzun ve derinlemesine yazılsaydı. Çünkü aslında konu edilen olay sürükleyici bir konu ancak 50 sayfa ile bitirilmesi sürükleyiciliği zedelediğini düşünüyorum. Çünkü detaylara daha çok girmemiş: tabii yine de anlatmak istediğini anlatmış ama daha uzun bir eser ortaya çıkabilirmiş diye düşünüyorum. Belki de yazar geri kalanı bizim hayal gücümüze bırakmış: mesela bu kitaptan esinlenilerek oldukça güzel bir tiyatro eseri de yazılabileceği kanaatindeyim. Böylelikle eserin içerisindeki fantastik ve kasvetli unsurlar ile seyirciye konu çok daha iyi aşılanabilir.
Ve sonuç:
Teker teker geri gelen yaptığı saatler sonrası sağlığı bozulan ustanın, adeta yapım aşamasında kendince ruhunu kattığı saatlerin bozulmasıyla ölmeye adım adım yaklaştığını anlaması gerçekten üzerinde düşünülmesi gereken bir insani durum. Ölümsüzlüğü isteyen ve sonsuza kadar çalışacak bir saat yapmaya çalışan ustamızın sonu her insanoğlu için bir ders niteliğinde. İnsanlığınızı, hareketlerinizi sizlere sorgulatan, bu haliyle size ilham veren bir kitap. Dünya klasiklerini sevenlerin bir çırpıda okuyup bitireceği bir eser.
İyi okumalar.