Bir kaç gün önce sosyal paylaşım sitelerinden birinde dolaşırken karşıma çıkan video [yazının sonuna ekleyeceğim.] beni bu filmi izleme konusunda acaip heveslendirdi. Neden böyle oldu bilmiyorum; videodaki müzik bildiğim bir müzikti fakat bu filmdeki sahnelerle kolaj yapıldıktan sonra ortaya çıkan sonuç: merak merak merak…
Filmi izlemeden önce tek bildiğim şey başrol oyuncuları idi: kadir inanır ve türkan şoray… Çekildiği dönem hakkında bildiğim ise; amerikan filmlerinin aynen sinemamıza aktarılıp çekilmesi idi. Bu film her hangi bir filmden alındı mı bilemiyorum; fakat aynı ismi taşıyan bir amerikan filminin bu filmden yaklaşık 15 yıl önce çekildiğini öğrendim. Ama kutsal bilgi kaynağı imdadıma yetişti de; oradan çalıntı olmadığını ve hiç olmassa filmin senaristinin olduğunu; yönetmenin de osman f. seden olduğunu gördük: oh be dedik!.
İlk önce yönetmenden bahsetmek istiyorum; kendisini film başlarken konuk oyuncu olarak yazdırmış ama pek de konuk olmadı : ) Filmin ana temasına hizmet eden yan rolde yer aldı. kendisi yeşilçama bir çok hizmet etmiş birisi, bunu hiç olmasa onlarca filminden biliyoruz. Bir çok filmini ben de izledim; fakat her filminde şu çiçeklerin arkasından sahneyi çekmesi yok mu… Bitiyorum onlara : ) Ayrıca senaristten mi yoksa yönetmenden mi kaynaklanıyor bilmiyorum ama bazı sahnelerde iki erkeğin karşılıklı duruşları ya da bakışları çok nahoş duruyor : ) Oha diyorum işte o zaman!…
Filmi açtığımda ilk süpriz, filmle alakalı siyah – beyaz resimler oldu. Bu fragman olayı ne zaman çıktı pek bilmiyorum ama bu gibi filmlerimizin fragmanları olsa; ne güzel olurdu değil mi?. [ çiçek abbas için böyle bir şey yapmışlardı sanırım, 10 numara olmuştu… ] O yüzden siyah – beyaz resimler gerçekten ilgi çekici ve yerinde olmuş; yeşilçam filmlerinde daha çok renkli bir arka planda oyuncu isimleri vs. geçerdi, bu film de ise onun yerini siyah beyaz resimler almış… Yerinde karar!
İkinci süpriz ise; araba kazası sahnesi… Yeşilçam’ın ne yokluklar içinde neler başardığına şahit olduk bir kez daha… O bölümü izlemeniz gerek bence : ) Ve bu filmden önce oldumu bilmiyorum ama ben yeşilçamın eski filmlerinde hiç sualtı çekimleri görmemiştim; bu filmde vardı. Gerçekten büyük bir atılım bence!
Arada afiş hakkında konuşmak istiyorum: bence hiç olmamış!. Resim hiç uygun değil, filmin ismiyle… I ıh, olmadı!.
Kadir İnanır usta bir oyuncu; fakat bu filmde daha ilk cümlesi beni acaip güldürdü: ” istemiyorsan beni çek git! ” Bir kıza hem de en romantik ortamda denir mi be adam bu laflar! Ama kadir, deli kadir derse; ona çok yakışıyor! Bunu bu zamanda bir kıza dersen her halde ömründe bir daha yüzüne bakmaz!
Filmin konusuna gelince; ülkenin zengin işadamlarından birini bir suikast sırasında kurtaran tarık, işadamının teklifiyle onun yanında çalışmaya başlar, işinin ehli biri olur ve güvenini kazanır. Fakat ummadığı anda kader ona en sevdiği kadınla karşılaştırır: sonrasında yaşanan olaylar çerçevesinde birbirlerini ne kadar sevdiklerini anlarlar. Devamında mutlu son : )
Filmde gerçekten ilginç sahneler vardı; mesela kadir inanır ile patronunun konuşması sırasında, patronun hep bir yere bakıp sanki etrafında bir hayaletle konuşuyormuş gibi davranması ve masum – içten – safca cevaplar vermesi beni çok güldürdü; halbuki acıklı bir sahne! Ya da türkan şoray’ın söylediği ” Lütfen Sevgilim ” cümlesi.. Bunu bir yerden bulup telefonuma mesaj sesi olarak mı eklesem ne?! : ) Ve bir ara filmde batmandaki ünlü karakter joker’i gördüm gibi geldi bana! Evet evet, şaşırmayın: patronun gülümsemesi aynı ona benziyordu: sadece makyaj eksikti, değil mi!?. Bir diğer ilginç şey ise, aslında filmdeki tutarsızlığın kaynağı da bana göre: bu kadar güzel şarkılar söyleyen bir kadının, zengin olmak için kendini zengin birinin kollarına atması gerekirmiydi?.. Neyse ki bu bir film! : )
Her ne kadar güzel bir film olsa da beğenmediğim yanları da vardı; müzikler arasındaki geçişler çok kötüydü mesela… Cahit berkay’ın hızlı ve yavaşken ayrı zevk veren devlerin aşkı melodisi çalarken aniden yabancı bir müziğe geçilmesi ve tekrar devlerin aşkı çalınması hiç yakışık olmadı bana göre….
Bu film unutulmaz… Bu kesin… Cahit Berkay unutulmaz… Bana kalırsa müziği ile filme çok artıları oldu. Filmde anlatılan saf ve temiz aşk, bizim zamanımızda görmek istediğimiz fakat arayıpta bulamayacağımız duyguları anlatıyordu bize… Bir an özledim sanki : )
Filmden aklımda kalan en can alıcı sahne, kadir inanırın türkan şoray tarafından bırakılan mektubu okuduğu ilk sahne idi… Gerçekten insanı çeşitli duygular içine sokuyordu; çok hüzünlü bir sahne… Mektupta yazılanlar… kadir inanır’ın bakışları… Eski anıların canlanması…. O anı izleyenler için etkisi büyük olmuştur.
Aşk ne demektir?. Kişiden kişiye değişen bu kavram yüzünden ne kalpler üzüldü ya da sevindi… Fakat filmin en son cümlesini buraya yazarak ben de film hakkındaki görüşlerimi bitireyim: ” Onlar ölümü bile aştı… ”
iyi seyirler. [ 7 puan ]
Video;
{dailymotion}x9un8s{/dailymotion}