Jurassic Park, 90’lı yılların ikonik filmlerinden biri ve dinozorlar ile insanlar arasındaki ilişkiyi izleyiciye aktarma konusunda hiç olmazsa gişe de elde ettiği başarı ile dikkati çekmişti. 2015 yılında yeni adı olan Jurassic World ile karşımıza çıkan filmin bu devam filmi de Jurassic World: Dominion (Hakimiyet) adıyla ülkemizde beyaz perdede yerini aldı. 185 milyon dolarlık bir bütçe ile beyaz perdeye aktarılan yapımın oyuncu kadrosunda Chris Pratt, Bryce Dallas Howard gibi isimler ile Jurassic Park’ların unutulmaz isimleri Laura Dern, Sam Neill ve Jeff Goldblum yer alırken, yönetmen koltuğunda Jurassic World ve Star Wars gibi filmlerden tanınan Colin Trevorrow yer alıyor. Yaklaşık 2.5 saat süren film düşük bütçesi -ünlü isimlerden kurulu kadrosunun varlığına rağmen- ile bence beklentilerin altında kalıyor ve serinin en kötü filmi olarak izleyiciyi üzüyor.
Ülkemizde Jurassic World: Hakimiyet adıyla beyaz perdede yerini alan filmin konusuna gelince; film serinin ikinci filmi sonunda tutuldukları yerden dünyaya yayılarak hayatta kalmayı başaran dinozorlarla insanların tarihte ilk defa bir arada yaşamaya başladığı bir dönemi anlatıyor. Dinozorların yaşadığı ada olan Isla Nublar’ın yok edilmesinden dört yıl sonra artık dinozorlarla insanlar birlikte yaşayıp, aynı ortamda avlanmaktadır. Bu süreç, geleceği yeniden şekillendirecektir. Peki insanlar, artık paylaştıkları bu gezegeni tarihin en korkunç yaratıklarına bırakacak mıdır? İşte bu sorunun cevabını bulmaya çalışıyoruz film boyunca… Ama araya yine insanoğlunun bitmez tükenmez iştahı ile günümüze ışık tutan arka plandaki mesajlar giriyor.
Jurassic World – Hakimiyet filmi hakkında
Film Jurassic World ve Jurassic Park serilerinin kahramanları ilk kez bir araya getirilerek adeta efsanevi bir kadro ile karşımıza çıkıyor. Ancak bu bile serinin bu son filminin popcorn filmi olduğunu, serinin fazla uzatıldığı gerçeğini bas bas bağırmak için bile yeterli gözüküyor. Seri her yeni yapımla geriye giderken, bu yapımın ilk 45 dakikasının özellikle çok sıkıcı olduğunu, serinin diğer filmlerini izlemeyenler için aksiyon – macera duygusunu da tam olarak tatmin etmediğini söylemek mümkün. Jurassic World – Hakimiyet filminin süresinin de gereğinden fazla olduğu konusunda izleyicilerin hem fikir olduklarını düşünüyorum.
Filmde benim tek dikkatimi çeken ve özellikle uyanık olmamız gereken konu ise yıllar sonra seriye geri dönen karakterler olan llie Sattler (Laura Dern) ve Alan Grant (Sam Neill), Ian Malcolm’un (Jeff Goldblum) yol göstermesiyle, dünyanın gıda stokunu tehdit eden kötü niyetli dev şirket Biosyn’e karşı verdikleri savaş. Özellikle tarım konusunda yapılan göndermeler dikkat çekici. Üretilen bir dinozor çekirgenin Biosyn şirketine ait tahılları yemeyip diğer ata toprağı tahılları yemesi örneği mesela çok çok üzerinde durmamız gereken bir konu. Gelecekte buna benzer büyük şirketlerin tarım sektörünü tekellerine alma adına devam eden tarımsal faaliyetleri baltalayıp kendilerine alan açacaklarını ben de düşünüyorum. Umarım başarılı olmazlar.

Oyunculuklara gelince: izlerken ben sıkıldım. Çocuk karakterden tutunda Japon bilim adamına, siyahi karakterden tutun da Steve Jobs’a benzetildiği imasını sezdiğim kötü karakterimize kadar hemen hemen her karakter en kötü oyunculuklarını sergilemek konusunda adeta sözleşmiş gibiydiler. Seriyi bitiren bu son filme daha iyi hazırlanmaları, daha ciddi oynamalarını beklerdim. Gerçi şu da var: senaryo ve görsel efektler bile kötüyken, oyuncular ne yapsın?
1990’lı yıllardan bu yana izlediğim, ilk yapımlarını oldukça beğendiğim Jurassic Park serisini bitiren Jurassic World: Hakimiyet, son olmasının getirdiği o duygusal etkiyi serinin fanları dahil olmak üzere izleyiciye veremiyor ve bunun sebebi de düşük bütçeli görsel efektler, oyuncuların başarısızlığı ve senaryonun kötü olması. Buna rağmen gişede oldukça yüksek bir gelir etmesini de serinin hayranlarına ve izleyici kitlesinin neredeyse çocuklara kadar indirilmesine bağlayabiliriz.
Benim oyum 10 üzerinden 4.5
İyi seyirler.