İslam Deklarasyonu
  1. Anasayfa
  2. Kitap İncelemesi

İslam Deklarasyonu

0
İslam Deklarasyonu adlı kitapta altını çizdiğim diğer önemli cümleler:

“İçinde başkasına ait felsefe, hayat tarzı, yardım, sermaye ve başkasına ait destek olan bir çeşit maddi ve manevi bağımsızlık ortaya çıktı. Bu ülkeler hakiki değil, sahte bağımsızlık elde ettiler çünkü gerçek bağımsızlık her şeyden evvel manevi bağımsızlıktır. İlk evvela manevi bağımsızlığı için manevi bağımsızlığı için mücadele edip kazanmayan halkın bağımsızlığı kısa bir süre sonra sadece milli marş ve bayrağa indirgenir ki bu iki şey hakiki bağımsızlık için çok yetersizdir. … Müslüman halkların gerçek bağımsızlığı için mücadele, her yerde ve yeniden başlamalıdır.” (s. 27)

“Bütün bizim siyasi ve ahlaki başarı ve başarısızlıklarımız gerçekte sadece bizim İslam’ı kabulümüz ve onu hayata geçirmemizin yansımasıdır.” (s. 29)

“Halklarımızın itaatkar olmaları için artık demir zincirlere ihtiyaç yoktur Bir halkın eğitimli olan insanlarının vicdan ve iradesini paralize eden bu yabancı ‘aydınlatmanın’ ipekli ipleri aynı güce sahiptir. Böyle eğitim varken yabancı güç sahipleri ve onların Müslüman ülkelerindeki yerli işbirlikçilerinin kendi mevkileri için korkmamaları gerekir. Onlara karşı bir isyan ve direniş olması gerekirken, böylesine bir eğitim onların en iyi destekçisidir.” (s. 34)

“Ufukta ancak bir çıkış görünmektedir: Bu da İslami düşünen ve öyle hisseden yeni entelejansıyanın meydana getirilmesi ve toplanmasıdır. O zaman bu aydınlar kesimi daha sonra İslami düzenin bayrağını öne çıkarıp Müslüman kitlelerle beraber onun gerçekleşmesi için harekete geçebilecektir.” (s. 40)

“O dünyayı değiştirmek zorundadır, aksi takdirde o değişecektir. Tarihte var olan hiçbir hakiki İslami hareket yoktur ki aynı zamanda siyasi hareket olmasın. Bunun sebebi İslam’ın bir din olmakla beraber aynı zamanda da onun bir felsefe, ahlak, düzen, tarz, atmosfer, tek kelimeyle hayatın tamamını kuşatan bir şey olmasındandır. İslami inanç ile, gar-ı İslami yaşamak, üretmek, eğlenmek ve hüküm sürmek mümkün değildir. Bu durum ya münafıklar ya da mutsuz ve birbiriyle çatışan insanlar için geçerlidir.” (s. 43)

“Bir toplumun iç düzenini İslam, dış düzenini ise Panislamizm ne derecede sağlıyorsa o toplum o derece İslamidir. İslam o toplumun ideoloji, Panislamizm ise onun siyasetidir.”

“Roma hukukunda olduğu gibi İslam’da şahsi mal varlığı anlayışı yoktur. Roma hukukuna nazaran şeriat hukuku mal varlığı hususunda bir tane eksik (ius abutendi -suistimal hakkı) ve bir tane fazla (umum iyiliği için kullanılması) yetki tanımaktadır.” (s.55)

“Mirasla kalan hilafet, İslami ve siyasi kurum olarak apaçık ortaya çıkan seçilme prensibinin terk edilmesi demektir.” (s.57)

“Bulunduğu mevki ve başarıları ve topluma olan katkıları ne olursa olsun, bireyin dokunulmazlığını ret ediyoruz.” (s.57)

“Bugün ve geçmişte, Doğu’da olduğu kadar Batı’da sık sık görülen şahsın yüceltilmesi hadisesi İslam’a kesinlikle yabancıdır. Çünkü bu bir çeşit putçuluktur. (Kur’an, Tevbe 31). Her insanın değerinin hakiki ölçüsü onun kendi şahsi hayatı ve topluma ne verdiği ve ondan ne aldığı ile alakalıdır. Bütün yücelik ve şükran Allah’a aittir ve insanların gerçek kalitesini ancak Allah tespit edebilir.” (s.58)

“İslam yasaklamıştır ve İslami düzen somut tedbirlerle; halkın alkolik olmasını sağlayan her şeyi, açık ve gizli fuhuşu, sözlü, resimli film ve televizyondaki pornografiyi, kumarhaneleri, gece ve dans kulüplerini ve İslami ahlak anlayışına aykırı olan bütün eğlence şekillerini imkansız hale getirecektir.” (s. 58)

“Halkın eğitimini sağlayan ve özellikle etki alanı kitlesel olan basın, radyo, televizyon ve film, İslami, entelektüel ve ahlaki otoritesinde şüphe duyulmayan insanların elinde bulunmalıdır. Bu gibi kurumların, ahlaksız, dejenere olmuş ve kendi boş ve manasız hayat anlayışını başkalarına benimsetecek kimselerin inisiyatifinde olması neredeyse kural olarak görülen bir durumdur. Buna kesinlikle izin verilmemelidir. Cami minarelerinden ve televizyon vericilerinden halka yönelen mesajlar birbirine zıt olursa ne elde edebiliriz ki?” (s. 60)

“Çünkü zenginlik bir ülkeye ithal edilemez. O kendi çalışma esası üzerinde ve o ülkede yaratılmak zorundadır. Elde etmek istediğimiz her neyse, tek başımıza yapmak zorundayız. Bizim yerimize hiç kimse onu yapmak istemez ve yapamaz” (s. 63)

“Müslüman olmayan ülkelerinde yaşayan Müslümanların durumu her zaman, dünya İslam toplumunun gücü ve itibarına bağlı olacaktır.” (s. 66)

“Tarihteki rolünü gerçekleştirmeye davet edilmeden evvel her millet, iç temizlenme dönemini yaşamak ve bazı temel ahlaki tavırları benimsemek zorundaydı. Dünyadaki her güç ahlaki güç olarak başlar. Her yenilgi ahlaki tökezleme olarak başlar.” (s. 69)

“İnsanları terbiye etmek zordur, ancak kendi kendini terbiye etmek daha da zordur.” (s. 71)

“Kur’an- Kerim, bir millet için her türlü değişimin ve düzelmenin ön şartının, iç değişim olduğunu ifade eder.” (s. 72)

“Medeniyetin kültürü yok etmemesini ancak din temin edebilir.” (s. 73)

“Kaynağı dünyanın güçlülerine karşı bir aşağılık duygusu ve ona karşı saygı olan o realizm, aslında hakimlerin hakim olarak, ırgatların ise ırgat olarak kalmaları demektir.” (s. 81)

“Arapçaya olan bu tavrın sebebi basittir: Bir Kur’an ve İslam medeniyetinin dili olarak Arapça, Arapların, Arap yanlılarının ve genelde milliyetçi duyguların enstrümanı olmaktan çok daha fazla İslami duyguların enstrümanıydı. Milliyetçilik taraftarları bu tespiti doğru olarak fark ettiler (veya daha çok içgüdüsel olarak hissediyorlar) ve benzeri olmayan bir çıkış bulmaktadırlar: Onlar ve onların bürokrasisi eski işgalcilerin dili ile konuşmaktadırlar(!). Müslüman dünyasında İslamsız bir vatanperverlik yoktur.” (s. 84)

“Burada da ilericiler, kendi milliyetçilikleri dolayısıyla hiçbir şey göremeyen kimselerdir.” (s. 88)

“Hristiyanlıkla ilgili meselede biz İsa’nın bilimi ile Kiliseyi ayırıyoruz. İlkinde biz bazı noktalarda tahrif edilmiş Allah’ın vahyini, ikincisinde ise kendi kaçınılmaz hiyerarşi, siyaseti, zenginliği ve menfaatleri ile sadece İslam karşıtı değil aynı zamanda İsa karşıtı olmuş bir organizasyonu görmekteyiz.” (s. 89)

İyi okumalar.

  • 0
    alk_lad_m
    Alkışladım
  • 2
    sevdim
    Sevdim
  • 0
    e_lendim
    Eğlendim
  • 0
    _rendim
    İğrendim
  • 0
    be_endim
    Beğendim
  • 0
    be_enmedim
    Beğenmedim
Paylaş
İlginizi Çekebilir

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir