İlk Namaz – Ömer Seyfettin
  1. Anasayfa
  2. Kitap İncelemesi

İlk Namaz – Ömer Seyfettin

0

İlk Namaz adlı kitap Türk edebiyatının önemli isimlerinden Ömer Seyfettin tarafından kaleme alınan hikayelerinin yer aldığı küçük bir eser. Karbon Kitaplar tarafından yayımlanan eserin elimde 2019 tarihli ilk baskısı – cep boy – yer almaktaydı. Yaklaşık 80 sayfa olan İlk Namaz adlı kitabın ilk kısmında yazar Ömer Seyfettin’in mini bir hayat hikayesi yer alıyor. İçindekiler kısmında yazdığı üzere 9 adet hikayeyi içeriğinde barındırıyor (farklı yayınevlerinden çıkan aynı adlı kitaplarda hikaye sayısı değişebiliyor, belirteyim). Bazı hikayeleri çocuklar için olan bu hikayelerin son kısmında yayımlandıkları dergi – gazetelerin isimleri ile yayımlandığı tarihte belirtilmiş. Bu yazıyı hazırlarken kitabı güvenilir kitap siteleri üzerinde yaklaşık 4 TL gibi bir fiyata satın alabiliyordunuz.

Ömer Seyfettin, Türk edebiyatının en önemli hikayecilerinden biri, bunu ben değil birçok yetkin isim söylüyor. Öğretmenlik mesleğinin yanında aynı zamanda bir asker olan yazar kısa süren ömrüne oldukça fazla edebi eser sığdırmıştır. Türk kısa hikâyeciliğinin kurucu ismi olmasının yanında edebiyatta Türkçülük akımının da kurucuları arasında yer alır: Türkçede sadeleşmeyi savunur. Bunları neden yazdım? Her elime aldığım kitabı okumaya başlamadan önce yazarının hayat hikayesini irdelemeyi seviyorum: Ömer Seyfettin için de bunu yaptım. Çünkü elimde bulunan İlk Namaz adlı kitap, yazarın kendi yaşamından mutlaka izler taşıyacaktır. Zaten kitaba ismini veren İlk Namaz adlı hikayenin kahramanının ismi de Ömer’dir.

İlk Namaz adlı eserin hikayelerine geçmeden önce yayınevinin 1 sayfalık kadar bir notu bizleri karşılıyor. Bu nottan anlıyoruz ki yazarın hikayelerini yazmış olduğu Osmanlıca diline ait tamlama ve dil özellikleri Türkçe’ye aktarılırken, bazı konularda yeniden düzenleme yapılmış hatta Arapça – Farsça kelimelerden bugün kullanılmayanların yerine Türkçe kelimeler kullanılmış veya kelimenin anlamı dipnot olarak eklenmiş. Bu ayrıntıyı ben de burada paylaşmak istedim. Kitap kapağında yer alan görsel ise bir camii içerisinde olduğundan kitabın içeriği olan “İlk” ile pek alakalı değil gibi gözüküyor (Çünkü kitapta anne ile kılınan ilk namaz anlatılıyor, kitap kapağında cami içerisi ve bir erkek karakter var).

İlk Namaz Kitap İncelemesi

Kitapta bizleri ilk olarak İlk Namaz adlı hikaye karşılarken sonrasında “Dama Taşları”, “Makul Bir Dönüş”, Gizli Mabet”, “Havyar”, “Yemin”, “Bir Vasiyetname”, “Nokta” ve “Çanakkale’den Sonra” adlı hikayeler ile okumaya devam ediyoruz. Bir çoğu birbirinden bağımsız konuları ve karakterleri içeren hikayelerden sadece Dama Taşları ile Makul Bir Dönüş adlı hikayelerin karakterleri aynı, kurgu da peşi sıra tarihleri anlatıyor. Zaten en uzun hikayeler bu iki hikayeden oluşuyor: toplamda her iki hikaye 26 sayfayı buluyor. Havyar adlı hikaye ise baya baya magazinsel içeriğe sahip, ahlaksızlığı anlatan bir içerikle karşımıza çıkıyor ki günümüz magazin gazetelerinin içeriklerini anımsattı diyebilirim. Hikayeler genel olarak kısa, “Bağdaş kurmuş bir zenciye benzeyen siyah ve alçak soba gürüldeyerek yanıyordu.” (s. 13) gibi çocuklara yönelik/çocukça cümleler de var.

İlk Namaz adlı kitabın kapak görseli ve içerikte bulunan bir cümle..

Kitapta bence üzerinde durulması gereken en önemli 2 hikaye var: biri İlk Namaz diğeri ise Çanakkale’den Sonra adlı hikayeler. Tıpkı karakterimiz Ömer’in kıldığı ilk namazı unutamadığı gibi bizlerde hayatımızda yaşadığımız ilkleri unutamayız. Dindar bir ailede yaşayan Ömer karakterinin geçmişi düşünerek kıldığı ilk namazı hatırlaması, günümüzde yaşadığı kaosu ve değişimleri bir arada değerlendirip kendine çeki düzen vermeye çalışmasını sade/yalın bir dille okuyucuya aktarmayı başarıyor. Aslında bu kısımda yazarın 15 yıl önceye giderek çocukluk döneminde yaşadıklarını kağıda döktüğünü söylemek/düşünmek doğru olur diye düşünüyorum.

Çanakkale’den sonra adlı hikaye ise biraz daha ciddi konulara, hepimize ve özellikle yetişkinlere hitap eden bir hikaye olarak dikkatimi çekti. Türkçe’yi ve Türklüğü savunan yazarın bu düşüncesini hikayenin cümlelerinde hissediyoruz. Örneğin “kendi ismini bilmeyen, kendi dilini yazmayan, düşmanlarını kardeşi tanıyan bir millet yaşayabilir miydi? … uyanınız! kendinizi biliniz! hayvanlar gibi gayesiz, teşkilatsız, medeniyetsiz, yaşamayınız! Bir millet olunuz!” (s. 76 – 77) cümlesi bunu çok iyi örnekliyor. Ayrıca hikayenin sonunda doğan kız çocuğa verilen “mefkure” ismi de çok anlamlı: çünkü bu isim ülkü anlamına geliyor bir nevi kişinin geçirmek istediği fikir ve en önemli amacı simgeliyor.

İlk Namaz adlı eserin dili oldukça yalın, Osmanlıca bazı kelimelerin Türkçe anlamları dipnot olarak paylaşılmış, zaten yayınevi bazı ufak dokunuşlar yaparak daha da sadeleştirdiğini kitabın başında dile getirmişti. Osmanlıca aslını ilerleyen zamanlarda belki bulur, okumaya çalışırım. Burada yazarın yalın anlatımına bir örnek vermek istiyorum: çapkın kelimesini hepimiz bugün okuduğumuzda aklımıza ilk ne geldiğini biliyoruz ancak yazar o kadar yalın ve gerçekçi, tam da yerinde bu kelimeyi kullanıyor ki, aslında şakacı anlamında bu kelimeyi ustalıkla kullanmış oluyor, bunu da belirteyim. Ayrıca kitapta bir Rizeli karakter olduğunu da “Kapıcı, Efendi, bunları tohtora deyiver! Biz garişmayuz!” (s. 22) cümlesinden anlıyoruz, buraya not düşelim!

Ömer Seyfettin’i okul döneminde Kaşağı adlı kitabıyla tanımıştım ki eminim en çok okunan kitabı da odur, ben de bir ara yeniden okuyacağım. Ömer Seyfettin’in hikayelerinin tamamı olmasa da bir çoğunun özellikle gençlerimize okutulması taraftarıyım. İlk Namaz adlı eser, namazsız geçen bir ömrün sonundaki esef ve hüznü bizlere gösteriyor aslında… Ömer karakteri ile dolu dolu geçen çocukluğuna hasret bir adamın, günümüzde boş geçen hayatının verdiği vicdan azabını hafifletmek adına anlamlı kalan tek şeyin kıldığı o ilk namaz olduğunu anlamasını okurken düşüncelere dalmanız kalbinize de iyi gelecektir.

Kitapta altını çizdiğim bazı kelimeler ve anlamları:

Müfteris nedir?: Fırsat bilen, fırsat bulan (müfteri ise iftiracı demektir, karıştırma).
Taaccüp nedir?: Şaşkınlık, şaşma hali (… her sabah kalkmasına taaccüp ettim).
İftitah Tekbiri nedir?: Namaza giriş tekbiri (tahrime tekbiri de denir).
Asım nedir?: Masum, temiz (.. asım çehresini görerek.)
Rind hayatı nedir?: Rind, dış dünyadan kopuk, toplumun baskısından kaçan, kendi yarattığı dünyada aşk sarhoşu olarak yaşamayı tercih eden biridir (Tam evvel zaman bir rint hayatı sürüyordu).
Feylesof nedir?: Osmanlıca bir kelimedir, filozof anlamına gelir.
Salta nedir?: Yakasız, iliksiz, kolları bolca bir tür kısa ceket anlamına da köpeğin arka ayakları üzerine ayağa kalkması anlamına da gelir. Denizcilikte gergin duran bir halatı biraz koyuverme işine de denir (kitapta “elini saltasının cebine soktu” şeklinde kullanıldı).

İyi okumalar.

  • 0
    alk_lad_m
    Alkışladım
  • 3
    sevdim
    Sevdim
  • 0
    e_lendim
    Eğlendim
  • 0
    _rendim
    İğrendim
  • 0
    be_endim
    Beğendim
  • 0
    be_enmedim
    Beğenmedim
Paylaş
İlginizi Çekebilir
Deli Fişek

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir