Lanet Olsun!
Şu paradan, dünya malından nefret ediyorum!
….
Yardıma muhtaç biri geldi arkadaşın dükkanına.. Yanında duran çocuğu ise oradayken, annesi konuştukça ” Anne, şuradaki helikopteri al bana ” diye yalvarıp durdu annesine… Oturup izledim, bir süre sonra gözlerim nemlendi…
Bir etikete bakıyorum helikopterin üstündeki, bir de çocuğun gözlerine… Annesi ise muhtaç oldukları ‘ne verirlerse’yi almaya çalışıyordu o sıra ve sadece dükkanın sahibinin gözlerine, muhtaç bir şekilde bakıyordu çocuğunun yalvarışını duymamazlıktan gelerek…
Nefret ettim paradan, puldan…
Üstümdeki elbiseleri, saati, son model telefonu atmak istedim, yırtmak istedim: pahalı parfüm kokusu artık bana iğrenç gelmeye başladı. Bize niye reva ki bunlar? Neden onlar istediklerini alamıyor? Neden? Onun suçu ne?
Biz yine en pahalı elbiseleri alalım…
Biz yine en pahalı saatleri, telefonları alalım…
Modayı takip edelim…
Değmeyecek kişilere, değmeyecek hediyeler alalım…
Parayı su gibi harcayalım…
Ya onlar?
Ya onlar diyorum size?
Ya o çocuk?….
Gözündeki o isteği içimde hissetmek öylesine acı verdi ki!
Cebimde para olmasına ( helikopterin fiyatı 150 tl idi ) ve bir lafımla onu çocuğa hediye edebileceğime rağmen, sustum… Dükkandan nasıl çıktığımı hatırlamıyorum bile…
Kendimden nefret ettim.
Paradan, dünya malından nefret ettim…
Ama o çocuk, yine annesinin elini tuttu, arkasına döndü ve hiç bir şey olmamış gibi yoluna devam etti…
Sonuçta o bir çocuk…
Ama bana bir şeyi öğretti: ŞÜKÜR…
Şükür ya rabbi.
Şükür…