Film Eleştirisi El Kitabı
  1. Anasayfa
  2. Kitap İncelemesi

Film Eleştirisi El Kitabı

0

Film Eleştirisi adlı kitap, El Kitabı alt başlığı ile dipnot yayınları tarafından okuyucunun beğenisine sunulan ve “Hepimiz filmleri kavrıyoruz, ama onları nasıl açıklayabiliriz?” (s.17) sorusunun cevabını vermeye çalışan bir eser. Tımothy Corrıgan tarafından yazılan kitabın çevirisi Ahmet Gürata’ya ait. Orijinal adı “A Short Guide to Writing About Film” olan ve ilk baskısını 2007 yılında yapan eserin elimde ülkemizde 5. baskısı 2018 yılında yapılan versiyonu bulunuyor. Yaklaşık 264 sayfa olan eseri ben bu yazıyı hazırladığım sıralarda güvenilir kitap siteleri üzerinde 100 TL gibi bir fiyata satın alabiliyorduk.

Biliyorsunuz: ben de kişisel blog sitemde kendimce, amatör bir şekilde filmler hakkında düşüncelerimi yazmaya, okuyuculara aktarmaya, filmlerde gördüğüm eksiklikleri veya doğru bulduklarımı paylaşmaya çalışıyorum. Ancak filmler hakkında bilgi vermek, eleştirmek hatta bir kritik yazmak için de biraz daha ilim sahibi olmak gerek diye düşündüm. İnternet üzerinde yaptığım araştırmada film eleştirisi konusunda öne çıkan kitaplar arasında şu an elimdeki bu eseri bulabildim. Karşıma çıkmasının sebebi arka kapağında yazdığı üzere “Sinema kitapları arasında en çok satanlar arasında yer alan Film Eleştirisi El Kitabı, okuyucusuna sinema üzerine eleştirel düşünme ve yazma konusunda bilgi sunmayı hedeflemektedir.” sebebiyledir.

Film Eleştirisi El Kitabı Hakkında

Kitap oldukça kapsamlı: sinema konusunda birçok terim, konu, örnek makale ve film eleştirilerinden de destek alarak okuyucuya aktarılmaya çalışılmış. Ayrıntılı içindekiler kısmıyla bizi karşılayan kitabın içerisinde çevirmenin notu ve Türkçe baskıya önsöz başlıkları altında orijinal eserden farklı iki bölüm daha yer alıyor. Orijinal kitabın önsözü ile devam eden eser toplam 7 bölümden oluşuyor. “Neden filmler hakkında yazmalı?” sorusuyla başlayan bölümler “Yazım aşaması ve taslağı” ile devam ediyor. Film Eleştirisi adlı kitabın son kısmında meraklıları için Sinema Terimleri Sözlüğü ile Kaynakça, Resimler ve Dizin adlı kısımlar da yer alıyor.

Çevirmenin notu kısmında çevirmenimiz kitaba kendisinin ne gibi katkıları olduğunu biz okuyuculara aktarıyor. 1 sayfa bile olmayan bu not kısmından öğreniyoruz ki sinema konusunda araştırma yapacaklara faydalı olması için çevirmeniz Türkçe bazı kaynakları da yazarın izniyle kitaba eklemiş. Türkçe Baskıya Önsöz kısmı ise yazarın ta kendisine ait: bu kısımda yazarın Türk sinemasına hayran olduğunu ve takip ettiğini öğreniyoruz. Bu kısımda yazarın Türk sineması hakkındaki görüşlerine de yer verilmiş, yine yaklaşık 1 sayfa.

Orijinal kitapta da ye alan önsöz kısmında yazar “Makale, öğrenciyi özel beceriler kullanmaya zorlar: düşüncelerini, tamamen geliştirinceye değin, düzenlemek, savunmak ve desteklemek; bu düşünceleri tanımlamak için kullanılan dili gözden geçirerek algıyı doğru ayarlamak için kullanılan dili gözden geçirerek algıyı doğru ayarlamak; bir savı ikna edici biçimde sunmak için uygun dilbilgisi ve söz dizimi kullanmak; akıllıca bir araştırmaya başkalarının düşüncelerinden yararlanmak gibi.” (s.14) cümlesiyle aslında genel olarak neden yazmak istediğimizi, neden yorumlamak istediğimizi açıklamak istiyor. Bu cümle benim de amacımı ifade ettiğinden özellikle paylaşmak istedim.

Film Eleştirisi adlı kitabın kapağında ise sinema ile uzaktan yakından ilgisi olan herkesin bildiği bir filmden sahne yer alıyor: Eternal Sunshine of the Spotless Mind yani ülkemizde bilinen adıyla Sil Baştan. 2004 yılında Oscar ödülü alan filmin başrollerinde Jim Carrey ve Kate Winslet yer almaktaydı. İzleyicilerin oldukça beğendiği film sinemasal anlamda farklı açılardan değerlendirilebilecek, kült filmlerden biri olarak dikkati çekiyordu. Benimde çok sevdiğim filmlerden bir tanesidir. Sil Baştan adlı film hakkında yazmış olduğum sine kritiği de okumanızı isterim: Sil Baştan Film Eleştirisi

Yazar, Film Eleştirisi El Kitabı adlı eserinde aslında derste öğrencilerine konuyu anlatmaya çalışan bir öğretmen edasıyla hareket ediyor ve bazen sorular soruyor, bazen ayrıntılı açıklamalar yapıyor, bazen de başka kaynaklardan faydalanarak konuyu aktarmaya çalışıyor, konu hakkında yetkin insanların yorumlarını paylaşarak anlatmak istediğini okuyucuya daha iyi empoze etmeye çalışıyor. Bunları yaparken çok fazla cümle kurduğundan karışık gelebilir ama dilinin sade olduğunu söylemek gerek. Bazı terimlerin Türkçe karşılıklarının da verilmesi güzel bir ayrıntı: çevirmen işini iyi yapmış diyebiliriz bu açıdan.

Peki, film eleştirisi yazarken nelere dikkat etmeliyiz?. Yazar Film Eleştirisi adlı kitabında herhangi bir film hakkında yazmadan önce yapmamız gerekenleri şu şekilde sıralıyor:

  • Filmde hangi öğelerin size sıra dışı ya da şaşırtıcı geldiğini not edin.
  • Bir noktayı ya da duyguyu vurgulamak için hangi öğelerin yinelendiğini not edin.
  • Filmin başlığı öyküyle ilişkili olarak ne anlama geliyor?
  • Neden film bu biçimde başlıyor?
  • Film ne zaman yapılmıştır?
  • Açılış jeneriği neden bu tarza arka plandaki görüntülerin üzerine bindirilmiştir?
  • Film neden bu görüntüyle sonlanıyor?
  • Bu film, yakınlarda izlediğim ya da daha eski bir döneme ait Hollywood yapımlarına ne kadar benziyor ya da onlardan ne kadar farklı?
  • Bu film bildiğim yabancı filmlerden birine benziyor mu?
  • Dikkat çekici kamera hareketi örüntüleri, uzun çekimler, zincirleme ya da sert geçişler söz konusu mu?
  • En önemli üç ya da dört sekans hangileridir? (s.49)
  • Kâğıda aktarırken, mümkün olduğunca spesifik ve somut olmaya çalısın; yalnızca çerçevedeki biçim ve nesneleri (içerik) değil, kamera açıları, aydınlatma, derinlik ve yüzey kullanımı ile kurgu teknikleri aracılığıyla, çerçevelemenin ve fotografik özelliklerin (biçim) söz konusu içeriği nasıl tanımlandığını da not edin. (s.53)

Aslında yazarın sorduğu bu sorular temel soruları ihtiva ediyor, bunların yanında dikkat etmemiz gerekenleri de ayrıntılı olarak yazısının devamında okuyucuya aktarıyor. Farklı konulara da değinilebilir ancak sorulması gereken soruları doğru sorarak hareket etmek, film hakkında yazmak için en doğru adım olarak gözüküyor: “Karakterden söz etmeli misiniz? Ya teknolojik yeniliklerden? Filmin izleyici üzerindeki etkisinden? Filmin bütünü hakkında yazmak gibi olanaksız bir çabaya girişmemek için, ilginizi ve incelemenizi nereye yönlendirmelisiniz?” (s.42). Ancak her şeyden önce film hakkında yazmanın ilk yolunun filmi dikkatli bir şekilde izlemek olduğunun üzerinde duruyor: “Kötü izlenen, kötü ifade edilir: bir filmi bütün dikkatinizi toplayarak izlemek – beğenseniz beğenmeseniz de – film hakkında yazmaya başlamanın yegâne yoludur.” (s.42).

Yazara göre filmler hakkında bir eleştiri yapmak için öncelikle filmi iyi izlemeli, sonrasında temel olan doğru soruları sormalı ve bunların cevaplarını vermeli, daha sonrasında ise ayrıntılı bir şekilde irdelemek için üzerinize düşeni yapmalısınız demek istiyor aslında, benim anladığım bu. Örneğin “Duygularımızın eleştirisel yargımızı etkilemesine izin vermemeliyiz.” (s.46) diyerek filmi eleştirirken duygularımızdan uzak bir şekilde hareket etmemiz gerektiğini söylüyor. Temel soruları sorup cevapları verdikten ve gerekli notları yazdıktan sonra diğer ayrıntılı sorulara geçebiliriz:

  • Ana karakterler hangileridir?
  • Tek başlarına ve birbirleriyle olan ilişkilerinde neyi temsil ediyorlar?
  • Bireyin önemini mi yoksa toplumunkini mi?
  • İnsanın direncini mi yoksa diğerkâmlığı mı?
  • Eylemleri, nasıl anlamlı bir öykü oluşturuyor?
  • Öykü, değişime mi yoksa sabrın önemine mi vurgu yapıyor?
  • Film hangi tarz yaşamı ya da hangi eylemleri savunmanızı ya da eleştirmenizi istiyor ve neden?
  • Eğer filmde bütünlüklü bir mesaj ya da öykü yer almıyorsa bunun nedeni nedir?
  • Filmin sonunda kendinizi nasıl hissediyorsunuz?
  • Mutlu mu? Sıkıntılı mı? Allak bullak mı? Ve neden? (s.67)

Yukarıdaki sorular daha ayrıntılı ve daha spesifik sorular tabii ki. Ancak burada şunu hatırlatmakta fayda var: tüm filmlerde bu soruları aynı anda soracağız diye bir kaide yok. Bazı sorular her filmde sorulamayabilir. Film hakkında tüm teknik detaylara hakim olamayabiliriz, bu yüzden bazı sorular es geçilebilir. Ancak temel bir çerçeve çizilmesi gerektiği ve ona göre hareket edilmesi önemli. Şimdi yazar kendine göre bir şablon çizmiş, bunu bilimsel ve teknik olarak kitaba işlemiş ancak her eleştirmen böyle hareket ediyor diye de bir kaide yok bana göre: o yüzden benim gibi amatör olarak film eleştirisi yazanlar için iyi bir kaynak ancak illa da bu kitaba göre yazacak değiliz. Bu herkes için geçerli. Bize yol gösteriyor, buna uyun da demiyor, böyle bir iddiası da yok. Kendine göre olması gerekeni yazmış. Bunu belirteyim.

Film Eleştirisi El Kitabı bizlere ne anlatıyor?

Film Eleştirisi El Kitabı adlı eser daha çok sinemayla ilgili bölümlerde okuyan öğrencilerin ödevlerini nasıl yapması gerektiğiyle ilgilenen, bunun yanında yeni film izlemeye başlamış ve teknik unsurları da merak eden kişilerin okuyabileceği türden bir kitap. Sinematografi ve sinema hakkında içerisinde hatırı sayılır kaynak bilgiler var; bunun yanında özellikle kitabın sonlarına doğru artan teknik bilgiler okuyucuyu sıksa da yazarın konuları açıklarken sorduğu soruların kalitesi açısından faydalı bulduğumu söylemeliyim. Hatta çok film izlemekle övünürdüm ancak kitabı okuduktan sonra sinemasal anlamda başarılı olan ve izlenmesi gereken birçok filmi izlememiş olduğumu fark ettim. Kitabın sonunda keşke kitapta geçen filmlerin bir listesi olsaydı diye içimden geçti: yayınevi duy sesimizi!

Timothy Corrigan’ın Film Eleştirisi – El Kitabı film eleştirisi nasıl yapılır?, tanıtım yazısı nasıl olur?, Sinekritik nasıl yazılır?, sinopsis yazısı nasıl olur?, eleştiri yaparken nelere dikkat edilir? gibi bir çok soruya tatmin edici cevaplar veren bir eser. Bu soruların yanında film izlerken nelere dikkat edilir? film izlerken not almak gerekir mi? gibi soruların cevaplarını da bulmak mümkün. Bu arada yazımın sonunda film eleştirisi adlı kitapta tuttuğum veya altını çizdiğim cümleleri sizlerle paylaşacağım. Umarım size de faydalı olur.

Yazara ve kitaba katkısı olması açısından çevirmenin kaynak olması için verdiği internet sitelerinin ben bu yazıyı hazırladığım sıralarda aktif olmadıklarını gördüm. Seyir (http://www.geocities.com/seyirdergisi/), Sinemasal (http://www.sinemasal.gen.tr), Yeni film (www.yenifilm.net), Yeni insan yeni sinema (www.yenisinema.net) gibi 202. Sayfada verilen linklerin hiçbiri açılmıyordu. Bu sitelerin hiçbirini de bugüne kadar duymamıştım. Türkçe web sitesi olarak verilen sitelerden de sadece Sadibey ve SinemaTürk adlı siteler açıldı ki bunların dışında bilinen beyazperde, sinemalar gibi siteler varken paylaşılmaması ilginç geldi.

Sonuç olarak içerisinde birçok film adının geçtiği (ki meraklıları için iyi bir şey), son kısmında yer alan sinema terimleri sözlüğü ile sinema dünyasını merak edenler için küçük bir giriş kaynağı niteliği taşıyan, dili akıcı ve sinema hakkında yazmak isteyenler için temel bilgiler içeren bir kaynak eser var elimizde (içerisinde örnek film eleştirileri de var ki hepsi de birbirinden kaliteli). Ben bazı kısımlarında sıkılsam da beğenerek okudum. Aldığım notlar umarım bundan sonraki filmleri izlerken bana referans olur ve katkıda bulunur. Bu arada kitaptaki fotoğrafların renkli olmasını beklediğimi ancak renksiz haliyle de katkısı olduğunu söyleyeyim.

Yazar bizden iyi veya kötü filmi anlatmamızı istemiyor, istediği şey daha farklı: “Bu filmi iyi ya da kötü olarak tanımlamak ilgi çekici değildir, önemli olan bunun nedenlerini açıklamaktır.” (s.40). Bizlerin de buna uygun bir şekilde hareket etmemiz gerek. Yazımı kitapta yazarın kurduğu şu cümle ile tamamlamak istiyorum: “Racine’in sözlerini anımsayın: Trajedim sona erdi. Şimdi geriye onu yazmak kalıyor.” (s. 240). Biz de yazdık, umarım beğenirsiniz.

İyi okumalar.

Film Eleştirisi adlı kitapta altını çizdiğim önemli kısımlar:

“Sürekli bu metal ve cam yığının ardındayız. Sanıyorum dokunmayı çok özlüyoruz, birbirimize çarpmalıyız ki, sayede bir şeyler hissedebilelim.” (s.20)

“Burada önemli olan konu, kişisel bakış açınız ve duygularınızı nerede ve nasıl eleştiriye dahil edebileceğiniz ve bunların ne oranda değerli olduğu – kısacası, bu yargıların hangi noktada yalnızca sizin için değil, başkaları açısından da geçerli şeyler ifade ettiği.” (s.38)

“Filmler hakkında yazarken, kişisel duygular, beklentiler ve tepkiler zekice bir eleştirinin başlangıç noktasını oluşturabilir, ancak bunlar, bu duygular, beklentiler ve tepkilerin nereden kaynaklandığı ve söz konusu filmle ilgili daha nesnel faktörlerle – filmin sinema tarihi içerisindeki konumu, kültürel arka planı, biçimsel stratejileri – nasıl ilişkilendirilebileceği konusundaki somut değerlendirmelerle dengelenmelidir.” (s.39)

“Açık-görüşlü ve kuşkucu olun: eğer ucuza mal edilmiş bir filme benziyorsa, maliyetteki bu düşüş, büyük-bütçeli bir filmin başaramayacağı bir şeyleri gerçekleştirme ve dile getirme olanağı sağlıyor mu? Ya da bazı Hollywood filmleri büyük bütçenin avantajlarından nasıl yararlanıyor ya da düşük bütçeyi nasıl yaratıcı bir biçimde kullanıyor? Paranın çoğu hangi kaleme harcanmış? Oyunculara mı? Özel efektlere mi? Tanıtıma mı? Ve neden? Film özellikle incelikten yoksun ya da ticari bir yapım gibi mi duruyor, yoksa ikisinin arasında bir yerde mi? Neden? Filmin hedeflediği izleyici kitlesi hangisidir: gençler mi? Orta sınıf mı? Aydınlar mı? Erkekler mi? Kadınlar mı?” (s.46)

“Söz konusu öykülerin ve karakterlerin çok farklı tarihsel etkilerin sonucu olan, belirli biçim ve üsluplara göre kurgulandıklarını göz önünde bulundurun. Film incelemesi, özünde bununla ilişkilidir: bir konunun, sanatın teknolojinin ve ticaretin gücüyle nasıl belirli bir anlam içerdiğiyle.” (s.47)

“Her zaman, izlediğimiz filmin anlatısının nasıl inşa edildiğini kendinize sorun. Öncellikle, filmin bir öyküsü var mı? Eğer yoksa neden? Öykü zamandizinsel olarak mı aktarılmış, yoksa olay örgüsü olayları alışılmadık bir zamansal düzene mi sokmuş? Olay örüsünün bu tarza düzenlenmesinin belirli bir nedeni var mı? Olay örgüsünün düzenlenişinde öykünün hangi bölümleri açıkta bırakılmış? Bazı bölümlerin dahil edilmesinin, bazılarının ise atlanmış olmasının nedenleri var mıdır? Öykünün aktarılma biçimi filmin önemli bir özelliğini oluşturuyor mu, dolayısıyla da filmin incelenmesinde önemli bir faktör mü?” (s.71)

“Geleneksel bir öykü çizgisini takip etmeyen ya da öyküsünü alışılmadık ya da karmaşık bir tarzda aktaran bir film seyrederken, filmin olay örgüsünü ve anlatısını nasıl düzenlediğini ve ne amaçladığını kendinize sorun.” (s.75)

“Karakterlerin incelenmesine, söz konusu karakterlerin gerçekçi olup olmadıklarını ya da gerçekçi görünmeyi amaçlayıp amaçlamadıklarını sorgulayarak başlayabilirsiniz.” (s.78)

“Görüş noktası film eleştirisinin temel kavramlarının biridir. Görüş noktasını, aşağıdaki iki noktaya dikkat ederek değerlendiriniz: Kamera nasıl ve ne zaman bir karakterin görüş noktasını yansıtıyor, gözlemleyin.” (s.79)

“Mekan hakkında yazarken, yalnızca onu tanımlamakla yetinmemelisiniz: filmin ana temaları ya da diğer özellikleri (örneğin, yapım tarzı ya da tarihsel dönemi) ile ilişkili olarak önemini saptamaya çalışmalısınız.” (s.86)

“Yönetmen renkli film kullanabilecekken film siyah-beyaz çekilmişse, bu filme ne katıyor? Renk ve tonların filmin temalarıyla ilişkisi nedir?” (s.94)

“Herhangi bir filmde tek bir görüntünün tam olarak perdede ne kadar kaldığını gözlemleyin ve yönetmenin neden o noktada başka bir açıya ya da görüntüye kesme yaptığını değerlendirin.” (s.103)

“Filmde öyküyle ilgisi yokmuş gibi görünen görüntüler yer alıyor mu? Savaşla ilgili bir filmde zaman zaman nedensiz bir biçimde bir kiraz ağacının görüntülerine geçebilir. Bu bir simge midir? Karakterin belleğinin bir parçası mıdır? Eylemin devamlılığı neden bu açıklanmamış görüntüyle kesilmiştir?” (s.109)

“İncelediğiniz filmin öyküsü, ait olduğu tahmin edilen türün kalıplarına uyuyor mu?” (s.131)

“Bir başka seçenek ise, görsel açıdan karmaşık bir sahne ya da sekans seçip betimlemek ve söz konusu sahnenin film için neden önemli olduğunu ifade etmektir.” (s.136)

“Çarpıcı bir sekansı izleyen deneyimsiz bir yazar, “bir dizi tuhaf çekim, çılgın diyaloglar ve garip karakterler vardı” diye yazılabilir. Aşağıdaki satırların sahibi gibi deneyimli bir yazar ise, görüntüler üzerinde yorumda bulunmak amacıyla, onları canlı ve somut deyimlerle yeniden canlandırır.” (s.160)

“Bu sözde sanat filmi normal bir izleyiciye asla hitap edemez” diye başlayan bir yazı, anında yazarın dengeli bir değerlendirme yapamayacak kadar önyargılı olduğu izlemini uyandırıyor. Aynı görüş daha dengeli bir tonla ifade edilebilir: “sanat filmlerinin sorunu, daha kolay anlaşılır bir öyküye sahip filmlere alışkın olan bir izleyici grubu soğutma olasılığı içermeleri”. (s.162)

“Cümle ve paragraflar arsında kurduğumuz geçişlerin yazınıza açıklık, tutarlılık ve akıcılık katmasına özen gösteriniz. … Her zaman için okuyucunun bir paragraftan diğerine mantıklı bir geçiş yapabilmesini sağlayın.” (s.172)

Yumuşak odaklama [soft focus]: Kamera merceğine filtre takılmasıyla nesne ve kişilerin bulanık ve puslu görünmesi. (s.241)

Ayna çekimi [mirror shot]: bir kişiyi ya da sahneyi aynadaki yansımasından görüntüleyen çekim.

Bakış uyumu [eyeline match]: farklı çekimlerin, karakterlerin göz hareketleri ve bakışları mantığını ve yönünü izleyerek kurgulanması ya da birleşmesi (s.242)

Geriden aydınlatma [backlighting]: çekime konu olan kişi ya da nesnenin arkasından gelen söz konusu öznenin çevresinde bir silüet oluşturan ışık. (s.245)

Sıçrama [jump cut]: bir çekimdeki süregiden eylemde, uzamsal ya da zamansal bir sıçrama ya da devamsızlık yaratan kesme.

Silinme [wipe]: bir çizginin bir görüntünün üzerinden geçerek (ya da görüntüyü “silerek”) yerini diğer görüntüye bırakması esnasına dayalı bir kurgu tekniği. (s.248)

  • 0
    alk_lad_m
    Alkışladım
  • 0
    sevdim
    Sevdim
  • 0
    e_lendim
    Eğlendim
  • 0
    _rendim
    İğrendim
  • 0
    be_endim
    Beğendim
  • 0
    be_enmedim
    Beğenmedim
Paylaş
İlginizi Çekebilir

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir