Kitap Yorum: Kutlu Söz Selam
  1. Anasayfa
  2. Kişisel Yazılarım

Kitap Yorum: Kutlu Söz Selam

0

Kutlu Söz Selam yeni çıkan şiir kitaplarından biri. Kitabın yazarının adı: Mustafa KUTLU. Mustafa KUTLU’yu bilirsiniz, ülkemizin en ünlü yazarlarından / hikayecilerinden biridir: Cumhurbaşkanlığı ödülü almış, Gönül işi (1974), Yokuşa akan sular (1979), Yoksulluk içimizde (1981) gibi eserleri var, yazdıkları genelde en çok satanlar listesinde. İşte o, bizim köyümüzden hemşehrimiz demek isterdim ama demiyorum çünkü onunla kıyaslanamayacak kadar özel, kalemi kuvvetli bir Mustafa KUTLU’muz daha var, bizim köyden ve ondan bahsedeceğiz bugün. Kendisi bir yazmayı sever bir de et yemeği. (bkz: sayfa 33, “Eti alun da gelun yemezsam boğulayim.”) Ünlü yazarla aynı ismi taşıması kader mi tesadüf mü? bilemiyorum ancak onun kadar yetenekli olduğunu söyleyebilirim. Eseri okuyunca siz de hak vereceksiniz.

Kitaba gelince… Eserin önsözü, kitabın basılmasında çok büyük katkısı olan Hasan SARI tarafından kaleme alınmış ve aslında kitabın anlattığı, hitap ettiği kesim ile arka planı ve içeriği hakkında çok güzel özet niteliğinde 2 sayfalık bir yazı diyebilirim. Buradan sonra, bende kitap hakkında yazmaya yazarın sözüyle başlayayım: “Selam, Mustafa KUTLU’nun muhabbete buyurundan…” Bu blog yazımda şiiri, yazdığı şiirle anlatan bir yazardan (sayfa 106, Şiir ne demektir? şiiri) ve yeni kitabından bahsedeceğiz. Böylelikle onun arkasından (!) konuşmuş olacağım, biraz.

Kutlu Söz Selam kitabı hakkında

Kutlu der küçükler susar dinlerdi
Yoksunduk ama huzurlu dünlerdi
Şimdi keşke dediğimiz günlerdi
O zamanlar kıymet bilenler vardı

(sayfa: 48)

Kitapta Şoz, Sifılati gibi ilk defa duyduğum kelimeler vardı; bu da yazarın kelime haznesinin oldukça büyük olduğuna işaret. Ayrıca eserde birden fazla şiir türünde yazılmış birbirinden güzel ve ilginç şiirler de yer alıyor; örneğin Haiku (sayfa 76) tarzında yazılmış bir şiiri de var yazarın: çok kapsamlı bir eser olduğunu da buradan görebiliyoruz. (Haiku tarzını da ilk defa duydum, başka tarzlarda da şiirler, denemeler var) Edebiyat tarihinde pek denenmeyen ilginç tarzları da denemiş: 16 hece ölçüsüyle şiiri bile var. (sayfa 102)

Kutlu Söz Selam kitabından bir şiir.
Kutlu Söz Selam kitabından bir şiir.

Kutlu Söz Selam: Eksiklikler, artılar, öneriler, bilgiler

Eserde virgüller bazı yerlerde gereksiz kullanılmış gibi. Çay ile ilgili özellikle çay üreticilerinin değerlendirmesi gerektiğini ilk akla getiren 4 adet şiiri var. (Çay ile ilgili şirketler bu şiirleri reklamlarında kullanabilirler, şarkısı yapılabilir, mani niyetine çay poşetlerine yazılabilir vs.) Bir de şiirlerinin bazı dörtlükleri aforizma olabilecek nitelikte, böyle resimli bir şekilde yayınlanıp sosyal medyada parça parça (her güne bir şiir sözü gelecek şekilde ve tabii ki kitabın ismi de eklenerek) paylaşılabilir. (Bu arada yazarın kitapta olmayan, Facebook sayfasında yayınladığı birbirinden güzel şiirleri de var.) Anne ve babalar için yazılmış iki adet müthiş şiiri var ama bence baba şiiri daha güzeldi, mutlaka okunmalı. Köyümüzün yetiştirdiği en önemli insanlardan biri olan Cemil KUTLU hocamızı da eserinde unutmamış olması çok güzel bir vefa örneği; güzel bir şiir de onun için var. (sayfa 56) Her konuda şiir var neredeyse aslında yazarın, bunlar içinden seçmece şiirler bizi karşılıyor, doyumsuz, anlamlı, el emeği göz nuru şiirler…

Kitapta zamanında çokça güldüğümüz, eğlendiğimiz, köyde baya muhabbeti dönen Motor kazası ile ilgili bile şiir var (Bayram ile Motorun Hikayesi, sayfa: 40) ben de sizlere bu olayın videosunu paylaşayım:

Bayram ile Motorun hikayesi şiirine konu olan olaya ilişkin video

Kitapta bir çoğunu sizinde ilk defa duymuş olacağınız kelimeler şiirleri süslüyor ve bunlar sayfa altında alt bilgi olarak verilmeye çalışılmış ancak sayfalar ilerledikçe bunlardan bazı kelimelerin anlamları alt kısımda verilmemiş, örneğin: Pelkiye, hayata, sini, sarabaği, likmen, malayani, feciri, tomerle, arbil beşini, cağında vs. gibi.

Aşk şiirleri çok yoktu kitapta; aslında yazarın bu tür şiirleri olduğunu da biliyorum / düşünüyorum: sonuçta o da bir gençlik girdabından geçti. Aşk şiirlerinin olmaması gençlere hitap açısından belki eksiklik çünkü maalesef ülkemiz kitap okuma alışkanlığını tam kazanamadı; okuyanların çoğu da – kendini elit hissetmek için midir bilinmez – abuk, subuk, bir kaç kelimeden oluşan ancak içerisinde aşk, ayrılık, özlem barındıran aforizmaların yer aldığı kitapları veya sosyal medyada pohpohlanan kitapları (Pucca gibi) tercih ettiler. Belki başka bir eserinde Mustafa abi, aşk şiirlerini sadece yazar ve okuyucunun beğenisine sunar, çünkü çok güzel şiirleri vardır diye düşünüyorum bu konuda. Böylelikle daha geniş bir kesime hitap etmiş olabilir. (Aşk şiirleri bir örnek sadece)

Yazarı Facebook hesabı üzerinden bende zaten takip ediyorum; her sabah güne selam ile başlaması, gündeme ilişkin şiir ve yazıları ile onlarca kişiye hitap ediyor ve geri dönüşlerde hep olumlu. Eserde siyasi tarzda bir şiir vs. yok, eğer 15 Temmuz’u siyasi demezsek. (Birinci Devlet Başkanı adlı şiiri hariç, sayfa 149) Ancak bu tarz yazılarında da şiirsel yeteneğini konuşturarak çok güzel sözlerle günceli iletebiliyor. Milliyetçilik, tarih, vatan aşkı kokan şiirlerin yanında köyümüzden bir çok kabileye, insana da yer vermiş: eserinde çok fazla kişi, kültürel öğe var yani. Ha, bir de, ben Esmeroğullarından bir birey olarak kitapta sadece bir yerde (“esmerlerun oradan manzara çok şahane”, sayfa 64) soyumuzun ismini gördüm, o kadar şiirde koca kabileyi bir kez mi? Mustafa abi… ayıp oldu ama. :)) Bu arada bir şiirinde “heyva heyva kış çıksın da yaz gelsin” cümlesini okuduğumda benimde çocukluğum aklıma geldi. (sayfa 61) Çocukken bende katılmıştım bu söylemlere…

Şiirlerin sayfalara dizilimi bazı yerlerde çok hatalı gözüktü bana; sağ taraftaki şiirlerin sayfanın alt kısmına eklenmesi yerine tüm şiirlerin sayfaların üst kısmına gelecek şekilde (bu kitap okumayı da kolaylaştıracaktı) bir redaksiyonu yapılsa daha iyi olurdu sanki. Eser, benim için bazen tanıdık öğeler bazen ilk defa duyduğum şeylerle dolu: eskileri çok iyi tanımıyordum mesela, çünkü eskilerden çok izler var kitapta. Köyden insanlar da var; Bizum Hüseyin var, Mirzali var mesela. (Mirzalinin adının Ali İhsan olduğunu öğrenmem de eser sayesindedir) Bunun gibi köye özlem duyanların bir çırpıda özlemle, gülerek, hüzünlenerek okuyacağı eser olduğu açık.

Neyse; uzun bir değerlendirme oldu. Yazarın dediği gibi:

Teknoloji denilen
Bir gruba eklendik
Bıraktık işi gücü
Tembelliğe hacklendik.

(Sayfa 135)

İnternet ortamında yazdığı şiir veya yazılar ile kendini tanıtan, kendi köyünde zaten tanınan Mustafa KUTLU abimizin bu ilk kitabı, gerçekten emek harcanmış, el emeği göz nuru derler ya öyle bir eser. Okumak güzel bir şey, kütüphanenizde böyle eserlerinde olması gerek.

Kutlu Söz Selam Kitap Hakkında Video

İyi okumalar.

  • 0
    alk_lad_m
    Alkışladım
  • 1
    sevdim
    Sevdim
  • 0
    e_lendim
    Eğlendim
  • 0
    _rendim
    İğrendim
  • 0
    be_endim
    Beğendim
  • 0
    be_enmedim
    Beğenmedim
Paylaş
İlginizi Çekebilir
simyaci

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir