Sinekritik: TENET

tenet-afis

Tenet, 2020 yılının en çok beklenen filmlerinden biri oldu. Sanırım pandemi süreci olmasaydı, beyazperde oldukça yüksek sayıda gişe elde edecekti; gerçi pandemi zamanında bile 300 milyon dolardan fazla gişe elde etmeyi, ülkemizde de bir ara açık olan sinemalarda yaklaşık 200 bin seyircilik gişe elde etmeyi başarmıştı. İngilizce’den çevirisi İlke diye olan filmin başrollerini John David Washington, Robert Pattinson, Elizabeth Debicki ve Kenneth Branagh paylaşırken, casusluk / kahramanlık temalı filmin Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik Devletleri ortak yapımı olduğunu da ekleyelim. Filmde Dimple Kapadia, Aaron Taylor-Johnson, Clémence Poésy, Michael Caine gibi isimlerde yardımcı karakter olarak yer aldı.

Tenet Filmi Hakkında

Christopher Nolan‘ın bir zaman fetişi takıntısı olduğu aşikar; Başlangıç, Dunkirk ve Yıldızlararası adlı filmlerinde bu fetişini başarıyla kurguladı diyebiliriz, hepsi de ayrı bir baş yapıt olan filmler bunlar. Tenet filminin de ana konusu zaman. Film, dünyayı tehlikeden kurtarmak isteyen bir kahramanın geçmişte, günümüzde yaşadıklarına odaklanıyor. Uluslararası casusluktan öte, zamansal bir casusluk görevi ile karşı karşıya olan kahraman, dünyayı kurtarabilmek için savaşmak ve yardım almak zorunda kalır; filmde geçen replikte olduğu gibi belki de dünyayı 3. Dünya Savaşı çıkması tehlikesinden kurtarmak için çıktığı yolculuğu izleyiciye aktarmaya çalışmış, başarılı yönetmen. Peki, cidden başarılı olmuş mu?

Filmde yer alan Palindromik kelimelerden bir kaçı.

Öncelikle şunu belirteyim; filmdeki simgebilim ya da semboloji son zamanlarda oldukça revaçta olan bir alan diyebilirim; filmde bu konularla alakalı bazı imgesel şeyler görmek ilgimi çekti. Örneğin Palindromik kelimeler ilk dikkatimi çeken şeydi. Osmanlı padişahı Yavuz Sultan Selim’in ünlü “Sanma şahım / herkesi sen / sadıkane / yâr olur” şiirini duymayan kalmamıştır; tersten falan okunduğunda da yukarıdan aşağı okunduğunda da aynı olan bu şiir türüne Palindromik deniyor. İşte filmde de palindromik kelimeler sıkça yer alıyor; zaten filmin adı olan TENET de tersten okunduğunda aynı kelimeyi ifade ediyor.

Nolan’ın yeni filmi izlenmeli mi?

Film, direk konuya – olaya dalarak başlıyor; zaten ben dahil bir çok sinemasever filme büyük bir beklentiyle başlamıştır ancak sanırım sonuç hayal kırıklığı ile bitiyor. Koskoca Nolan’da dünyayı kurtarma klişesinin arkasına sığındı a be dostlar! O kadar fazla klişe sahne de var ki… Karakter derinliği olmayan filmin, hikaye tarafı da oldukça zayıf; zaten konuyu seyircinin anlamaması için aksiyona abanılmış resmen, bu da karakterizasyona yer bırakmamış, yapılmaya çalışılsa dahi belki de süre yetmemiş (daha uzun bir film olabilirdi), kaldı ki aksiyon sahnelerinin aceleciliği de çok yüzeysel kalmış ve sahneler birbiri ardına sıkışmış, diyaloglar zaten genelde çok sıradan, bir çok sahnedeki oyunculuklarında (Balkondan içeri girilip etkisiz hale getirilen düşmanların olduğu sahne, TENET ile ilk tanıştığı sahne vs.) çok basit kalmış. Diyaloglar arasındaki keskin geçişler rahatsız edici boyuttaydı.

Tenet başladığı andan itibaren kulak tırmalayan müzikleri ile de dikkati çekiyor; müzik / ses aksiyon ile birlikte güzeldi ama bir yerden sonra devrelerinizi yakık, kulak tırmalıyor (Jumanji filmindeki gibi bir şeyler ortaya çıkacak gibi bum bum bum). İlk izleyişte filmin ne kadarını anladığınızı bile anlamayacak vaziyette olmanız olası ancak zaten filminde de yönetmen bunu söylüyor belki de: “Anlamaya çalışma, sadece hisset”

Tenet filmi afişi de filmin konusuna uygun. :)

Film başarılı mı?

Nolan, ünlü bir yönetmen ve her ürettiği yapım oldukça beklenti içine sokuyor insanı; zamanla oynamayı seviyor ama TENET ne bir Interstellar, ne bir Inception, ne de bir Prestige etkileyiciliğindeydi; belki de filmin konseptine baktığımızda keşke yazar son çektiği filmleri başta, başta çektiklerini sonda çekmiş olsaydı diye düşündürmedi değil: çünkü bu kadar övgüyü hak eden bir yapım olduğunu düşünmüyorum. Filmi izledikten sonra açıkçası elime çabucak bir şeyler tutuşturulmuş ve geri alınmış gibi hissettim: bana en büyük etkisi bu oldu. İsmine / kariyerine yakışmayan, pek çok eksiğin olduğu ancak büyük emek harcanan, Nolan’ın belki de en karmaşık filmlerinden (ve en fazla aksiyona sahip) biri olduğunu düşünüyorum.

Diğer başarılı yapımları filmin sonunda bir şekilde kendini açıklasa da bu film tamamen seyirciye bırakılıyor gibi hissettim ancak… Ben Yıldızlararası veya Başlangıç filmini izledikten sonra hem anlama, hem kaçırdığım konuları tekrar etme konusunda filmleri tekrar izlemek istedim ancak bu filmden sonra tek hissettiğim: olmamış

Tenet Altyazılı Fragmanı aşağıdan izleyebilirsiniz:

Nolan hayranıysanız mutlaka izleyin yine de; iyi seyirler.

Yazı gezinmesi

Mobil sürümden çık