Sinekritik: Özgürlük Savaşçısı

free-state-of-jones

Amerikan İç Savaşı dönemini anlatan filmin oyuncu kadrosunda severek izlediğim oyunculardan Matthew McConaughey ve Keri Russell, Mahershala Ali, Gugu Mbatha-Raw, Lara Grice gibi oyuncular yer alıyor. Filmin yönetmen ve yapımcı koltuğunda ise Gary Ross yer alıyor. Ross aynı zamanda senaryo ekibinde de yer alıyor. The Free State Of Jones orijinal adıyla beyazperdeye gelen filmin gişede beklediği ilgiyi görmediğini, 2016 yılının “karşılığını alamayan” filmleri arasında yer aldığını da belirtelim. Lincoln döneminde patlak veren sivil savaşı beyazperdeye aktaran, gerçek yaşam hikayelerini sevenlerin keyif alabileceği Özgürlük Savaşçısı, bir başyapıt olmasa bile iyi oyunculuklar ve konunun seyirciye samimi bir şekilde aktarılabilmesi açısından kendinizi izlettiriyor. Finalinin daha iyi bir şekilde düzenlenmesini düşünenlerden biri olduğumu da ekleyeyim.

Free State of Jones Sinekritik

Özgürlük Savaşçısı filminin konusuna gelirsek; Amerikan İç Savaşı yıllarında Güney’de fakir bir çiftçi olan Newton Knight (Matthew McConaughey), yüksek vergilerden, savaşlardan ve yok yere hayatını riske atmaktan bıkmıştır. 1862’deki Corinth Savaşı’nın ardından kendisi gibi çiftçiler, köleler ve firarilerle birlikte Güney Konfederasyonu’ndan ayrılarak Jones County, Mississippi’de bağımsız bir devlet kurulmasına öncülük eder. Ancak bölgesel hükumet, bu isyanı her ne pahasına olursa olsun bastırmak isteyecektir.

The Free State Of Jones ağır bir yapım olmasının yanında gerçek bir hikayeye dayanıyor. Bugüne kadar Güneyli kesimin isyanını anlatan pek film izlememiştim. Güneyli hükümete karşı gelen ve isyan eden Güneyli savaş karşıtı bir grup, ne Kuzeyliler tarafından tanımış ne de Güney otoriteler tarafından tanınmışlar. Irkçılık teması aslında ABD’de halen güncel bir konu. Mississipi eyaleti ABD’de ırkçılığın en yoğun yaşandığı bölgelerden biridir. Amerika’nın demokrasi mücadelesi hala bu sınıf ayrımları üstünden devam etmektedir, bittiğini düşünenler varsa yanılıyorlar. Filmin odak noktası da bu kısım. Bazen yakın zamana gelip, mahkemeden sahnelerde izliyoruz. Özellikle Amerika’da siyahlara yönelik tutum, siyahların durumu ve bugüne yansımaları çok iyi işlenmiş diyebilirim. Özgürlük kelimesinin bir “rengin” tapulu malı olmadığını yeniden gördük. Fakat bu olayları anlatırken oradan oraya atlaması sıkıntılıydı; üncel zaman dilimindeki karakter ile iyi bir duygusal bağlantı kurulamamış olabilir. Bu çokta önemli değil, film anlatmak istediğini anlatıyor ve ırkçılık üzerinden oluşan mağduriyetleri gayet iyi dile getiriyor.

Matthew McConaughey (center) and Mahershala Ali (center left) star in THE FREE STATE OF JONES ( Özgürlük Savaşçısı )

Matthew McConaugey her zamanki gibi usta bir oyunculuk sergilemiş. Güya özgürlükler ülkesi amerikanın 1800 lü yıllarda ki utanç verici kölelik sistemine dimdik ayakta duran canını hiçe sayan bir kahramanı çok güzel yansıttı. Ona eşlik eden karakterler çok ön plana çıkmadı.

İç savaşta geçen hiç anlatılmayan, hiç bilinmeyen bir hikayeyi gerçekçi şekilde gözümüzün önüne seren çok kaliteli bir yapım olmuş film. Çok uzun yılları anlattığı için biraz dağınık durması, duygusal suistimal yapmak istemediği için infazları da göstermeyen yönetmen eserin gücünden biraz çalmış. Yine de yere göğe koyulamayan 12 senelik esaretten çok daha güçlü çok daha cesur olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Hiç bir filmde bu açıkça söylenemese de başkan yardımcısı Andrew Johnson’ın da bulunduğu zenginler topluluğunun organize ettiği bir suikastle öldü ve Amerika da kölelik resmen olmasa da 100 sene daha devam etti. Beyazdan bile daha beyaz olan ilk siyahi başkan Obama’nın başkanlığın da (Truva atından başka bir şey değilmiş) ırkçılık daha da yükseldi. Bu arada ‘Roots (1977)’ bu kölelik ve ırkçılık üzerine çekilen dizilerin atasıdır. İzlemenizi öneririm.

Velhasıl…

Bu yılın etkili filmlerinden olabilirdi ama pek ilgi çekmedi. İyi seyirler.

Yazı gezinmesi

Mobil sürümden çık