
Transformers 4 Kayıp Çağ, Chicago’nun işgalinin üzerinden 5 yıl sonrasını anlatıyor. Fakat eskiye dair tek şey: robotların varlığı. Sevilen karakterler yok; Megan Fox ve Rosie yok mesela ve onun yerini Nicola Peltz alıyor. Gerçekten güzel bir oyuncu ve rolüne yakışmış: fiziği ve bakışlarıyla insanları büyülemeyi başarıyor; sürekli ‘baba’ diye bağırması da çok tatlıydı. Mark Wehlberg çok sevilen bir oyuncu ama bu filmde biraz sönük kaldı gibi: dövüş sahnesi olmayınca, silahına fazla hakim olamayınca belki de böyle oldu. Baba – kız ilişkisi üzerine bir de sevgili yakışıklı erkek eklenerek yine gençlerin üzerine oynanan bir kurgu var filmin göbeğinde; bir de neredeyse her sahnede karşınıza çıkan Amerikan bayrakları! Oturduğum koltuğun yanına da bir tane dikilmiş gibiydi! Çinde çekilen sahnelerin hiç birinde çin bayrağı göremedik ama!? İşte bu tam tamına eleştirilecek bir konu… Fakat baba – kız – sevgili arasındaki konuşmaların bazen komik bir hal aldığı da bir gerçek.
”inanmak zorundayız ama kim olduğumuza değil kim olabileceğimize.. ” gibi yine efsane olacak sözlerin yer aldığı filmin, akılda kalıcı pek yanı yok: aslında tamamen ticari yapıldığı bir gerçek; Çin sahneleri nedeniyle bir mohikan robot (ilginçtir; tamamen mohikan öğretilerine de sahip, sanki insanların elinden çıkmış!) da kadroya eklenmiş. Eskilerin neredeyse hepsi ‘avlandı!’ Dinozorların yok olmasına kendi ‘özgün’ fikirlerini ortaya sokarak başladıkları filmi bir türlü kurgu ile bütünleştiremediler; izlerken sıkıldığım anlar çok oldu. Bu yüzden bir geçiş filmi olduğunu ve serinin devamında eski başarının tekrar yakalanacağını düşünenlerdenim. Yeni eklenen karakterlerinde filmin içeriğine tam olarak eklenememesi, eski güçlü robotlar ile optimus arasında geçen sahnenin çok çabuk geçiştirilmesi gibi bir çok eleştirilecek noktanın olduğu açık. Ya görsellik? Her filmde bir adım daha ileri gittikleri açık…
Beğenmedim ama seriyi izleyenlerin izlemesi gerekir diye düşünüyorum; iyi seyirler.
