Sinekritik: Gece Takibi

gece-takibi

gece-takibi-afisLiam Neeson 40’ından sonra kendini aştı. Birbiri ardına aksiyon filmleri çekmeye başladı. Yaşıtlarını tebeşir paklar sözüne nazire yaparcasına benzer içerikli filmlerle karşımıza çıkmaya devam ediyor. Türk Dil Kurumu’na söyleyelim de Takip kelimesinin açıklamasına ek olarak Liam Neeson’u da eklesin! Evet. Takip, kaçış, ya öl ya öldür gibi sözler artık Liam Neeson ile özdeşleşmiş durumda. Bu sefer Gece Takibi (Orjinal adı Run All Night)  filmiyle karşımızda. Film ülkemizde yaklaşık 7 bin bilet ile fazla ilgi görmedi fakat Ed Harris, Genesis Rodriguez, Vincent D’Onofrio, Joel Kinnaman gibi isimlerin yer aldığı kadrosu ile Gece Takibi’nin belirli çıtanın üzerinde güzel bir aksiyon filmi olduğunu söylemek gerek. Yönetmen koltuğunda oturan Jaume Collet-Serra ise çok başarılıydı: slow motion teknikleri ve kameranın her zaman doğru açıda olması gibi başarılı hamlelerle filmi izlenir kıldı diyebilirim. Filmin yapımcılığını Köstebek filminden tanıdığımız Roy Lee ve Sherlock Holmes’tan tanıdığımız Michael Tadross yaptı.

Gece Takibi filminin konusuna değinirsek eğer: Brooklyn’in namlı tetikçilerinden Jimmy Conlon (Liam Neeson) en iyi arkadaşı Shawn (Ed Harris) için çalışmaktadır ve onun için her şeyi yapabilecek bir durumdadır. Ancak günün birinde Shawn’ın çetesi, Jimmy’nin oğlu Michael için ölüm emri çıkarır: Michael yanlış zamanda yanlış yerde olarak hayatını tehlikeye atmıştır. Jimmy, her ne pahasına olursa olsun oğlunun hayatını kurtarmak için tüm eski arkadaşlarına tek başına direnmek, kiralık katillerden sakınıp geceyi sağ salim çıkarmak adına tüm hünerlerini kullanacaktır.

Liam Neeson gerçekten severek izlenilen bir aktör. Gece Takibi ise konusunun benzerliği açısından Taken serisinin devamı niteliğinde sayılabilir: izleyenler hatırlayacaktır, Taken serisinin bir bölümü de İstanbul’da geçmişti. Fakat bu sefer Brooklyn sokaklarındayız: ABD’nin tüm ihtişamlı gökdelenlerini yönetmen bize göstermekten de geri durmuyor. Liam Neeson yani Jimmy eğitimli bir katil ve yine çocuğu tehlikede, ailesi için her şeyi yapmaya hazır, geçmişiyle hesaplaşmak zorunda bir insan rolünde. Peşlerindeki adamlarda cabası… Bu format her ne kadar tanıdık gelse de izlemeden edemiyor çoğu izleyici: çünkü içerisinde aksiyon ve gerilim had safhada olabiliyor. Bir de Liam Neeson’un varlığı ve oldukça başarılı performansı ile çekiciliği de eklenince ortaya izlenir bir film çıkıyor desek yalan olmaz.

Jason Statham’dan hallice bu tarz aksiyon filmlerinde abiane tabirle ‘yardıran’ Liam Neeson’a bu filmde Ed Harris eşlik ediyor. Her zaman ‘yan karakter’ oyunculuklarda başarılı performans gösteren Ed Harris ile Neeson başarılı bir iş ortaya çıkardılar diyebilirim. Filmin konusu aslında John Wick ile neredeyse birebir aynı: John Wick’te bir köpek ölüyor ve tüm çeteyi yok ediyordu. Gece Takibi’nde ise oğlu ‘ölmesin’ diye tüm çeteyi yok ediyor. Bu yüzden özellikle sinema forumlarında Gece Takibi için ‘atanamayan John Wick’ ibaresi kullanılmış.

Açıkçası ben Taken serisinden daha başarılı buldum, Gece Takibi’ni. Aksiyon ve hız çok üst düzey olmasa da özellikle diyaloglar, verilen mesajlar ve dram çok iyi harmanlanmış.

İyi seyirler.

Yazı gezinmesi

Mobil sürümden çık