Sinekritik: Söz (The Pledge)

the-pledge

the-pledgeJack Nicholson filmografisini incelerken karşıma çıkan The Pledge / Söz filmi aynı adlı romandan yola çıkılarak çekilmiştir. Sean Penn’in yönetmen koltuğunda oturduğu filmin kadrosunda bir başka ünlü isim Benicio Del Toro de 10-15 dk’lık da olsa yer almaktadır. Film Minessota’da çekilecekti fakat bütçe sebebiyle Kanada’da çekildi. Sean Penn/Benicio Del Toro’nun birlikte ikinci filmleri. Oyuncu kadrosunda Jack Nicholson, Benicio Del Toro, Robin wright, Helen Mirren, Patricia Clarkson, Aaron Eckhart ve Mickey Rourke gibi isimler yer alıyor. Batman filmiyle daha çok bilinen Aaron Eckhart’ın filmde aktif rol aldığını Mickey Rourke’nin ise inanın şuan bu yazıyı yazarken hangi sahnede gördüğümü bile hatırlamadığımı söylemem gerek.

The Pledge, psikolojik bir gerilim filmi. Derin bir konu işlediği açık. Başrol karakteri olan Jerry’nin hristiyan haçı üzerine yemin etmesi nedeniyle Pledge ismini aldığını belirtmek lazım. Zaten film boyunca katilin kim olduğu ile değil daha çok inançlarla ve verilen bu sözle ilgilenildiğini görmek mümkün. Filmin sonunda da zaten katil bir nevi muallakta kaldı; filmi izleten ise ‘katilim kim olduğunu’ merak etme duygusu olsa gerek. Sevilen oyuncu Benicio del toro’nun filmde tadımlık ve tanınmaz halde olması ise hayranlarını üzecektir.

The Pledge filminin konusuna gelince; polis Jerry Black (Jack Nicholson) ‘in arkadaşları ona bir veda partisi yapmaktadır; çünkü emekliliğine çok az zaman kalmışdır. Hatta ona hep hayallerini kurduğu yere gitmeye uçak bileti de almışlardır. Ancak daha emekliliğinin başlamasına çok az varken, Nevada dağında 8 yaşlı küçük bir kızın vahşicesine öldürüldüğünü öğrenince hemen oraya gider ve kızın anne-babasına bu ölüm haberini söylemek kendisine düşer. Kızın annesi Jerry’den bir söz alır. Jerry artık kızın katilinin kim olduğunu bulmaya yemin etmiştir. Ertesi gün katil olduğu düşünülen Toby Jay Wadenah (Benicio Del Toro) yakalanır; toby hafif akıldan sorunlu ve defalarca hapse farklı sebeplerden dolayı girmiş biridir. İfadesinde bir kıza tecavüz ettiğini söyler ve hapse gönderilmek üzere iken ani bir hamleyle polisin silahını alarak, intihar eder. Dava böylelikle kapanır. Jerry farklı düşünmektedir; çünkü bir söz vermiştir ve sözünde durmak istemektedir. Jerry kızın en yakın arkadaşıyla sohbet ederken, kız ona şöyle der: “O bir devle görüşüyordu”. Kızın çizdiği resimler arasındada çok dikkat çeken bir resim vardır. Kız kendisini ve aynı devi çizmişdir. Devi bir insan gibi çizmişdir ve ondan kirpiler almaktadır. Bir süre sonra aynı katilin seri katil olduğunu anlar. Çünkü çok benzer kurbanlar vardır ve tek ortak noktaları da devdir.

Söz filminde genel hatlarında bir eksiklik, bir sıkıntı var; bu sean penn’in yönetmenliğindeki bazı eksikliklerinden kaynaklandı bana göre: müzik kullanımı, görüntüler, geçişler de çok rahatsız edici olmasa da bazı sıkıntılar vardı. Yani gerilim filmimi izliyoruz yoksa bir doğa belgeseli mi? Yönetmen de karar verememiş olacak ki ortaya sıkıntılı sahneler çıkıyor. Sahnenin kendisine oyuncuların hiç birinin inandığını sanmıyorum; ki Jack’de işe profesyonel açıdan baktığı için çoğu yerde elinden geleni yapmış ama nereye kadar değil mi? Yönetmenin gereksiz kamera hareketleri, zoom in zoom out’larıyla insanı şok etme eğiliminde bulunan çocuksu bulduğum sahne çekimleri ise filmden soğumak için yeterliydi. Müziklerin sıkıntılı olduğunu, diğer karakterlerin çok geride kaldığını, anlatılmak istenilen çok derinden hissedirilmeye çalışılarak kaybedildiğini söyleyebiliriz.

Bu arada Jack Nicholson’un filmde kullanılan gençlik resmi, The Shining filmindeki resimle aynıydı. Portakal ve portakal suyu yapılışı da (yönetmen sağ olsun o sahneyi gözümüze soka soka yansıttı) The Godfather serisindeki ile aynıydı; bir kopya ya da saygı duruşu diyebiliriz bu harekete de…

Ben filmi izlerken de sıkıldım, bu yazıyı yazarken de aşırı sıkıldım. Jack gibi bir ustanın bu rolü neden kabul ettiğini de bilmiyorum; zaten filmi yukarıda tutan da onun oyunculuğuydu. Bunun dışında filmde gördüğüm diğer olumlu hareket ucuz taktiklere başvurmamış olunmasıydı: hem güzel hem çekici bir bayan olmayışı, seksi sahnelerin olmayışı vs. gibi.

İzlemesseniz bir kaybınız olmaz. Benim puanım 10 üzerinden 4. iyi seyirler.

Yazı gezinmesi

Mobil sürümden çık