Savaş Sanatı – Sun Tzu

Savaş sanatı

Savaş Sanatı, Sun Tzu tarafından kaleme alınan bir eser. Dünya klasikleri türü dahil olmak üzere tüm kitaplar arasında en çok okunanlar arasında ilk 100’e mutlaka girer diye düşündüğüm bir kitap. Neden böyle söyledim? İnsanlık tarihinin en eski ve en fazla kafa yorulan konularından biri olan savaş konusunda stratejik bilgiler içermesi, bir diğer etken ise yaklaşık 40 sayfa olması. Bu nitelikleri ile sadece askerlik alanında değil, iş yönetimi ve idaresi ile kişisel gelişim gibi pek çok alanda bizlere farklı düşünmemiz için fikir veriyor.

Dönemin şartlarının irdelendiği eser gayet açıklayıcı ve işinize yarayabilecek bilgilerden bahsediyor. Her ne kadar savaş stratejilerinden bahsetse de kitaptaki komutanın yerine kendinizi koyduğunuzda düşmanınızın bir asker olması gerekmiyor: hayatınızda karşınıza çıkabilecek dost veya düşmanlarınız ile nasıl mücadele edilmesi gerektiği üzerinde duruyor. Güçlü olmak, zaman ve mekanda nasıl hareket edilmesi gerektiği, tecrübelerin öneminin yanında yeniliklere açık olmanın neden gerekli olduğu gibi konulara yer veriyor.

Savaş Sanatı Nasıl Bir Kitap?

Savaş Sanatı, Sun Tzu tarafından kaleme alınan tek eser. Bu yönüyle de ilginç olduğunu söylemek mümkün. Ülkemizde 30’dan fazla yayınevi tarafından çeşitli çevirileri yayınlanarak piyasaya sürüldü. Fiyatının uygun olması, konusunun ilgi çekici gelmesi, kişisel gelişim alanında da bilgiler içermesi ile oldukça iyi bir satış rakamlarına ulaşmıştır. Birçok kitap sitesinde en çok satanlar listesinde kendine yer buldu. Bazı yayınevleri kitabın ününden faydalanmak için olsa gerek daha fazla sayfa olması için Sun Tzu felsefesi üzerine makale, görüş vs. ekleyerek daha kalın bir kitap ortaya çıkarmış ancak eserin aslında tam metni yaklaşık 40 sayfa.

Savaş Sanatı adlı eser bir çok yayınevi tarafından piyasaya sürüldü. Fotoğraftaki bende olan kitap değil; en çok satan versiyonu diyebilirim. Bendeki kitap yazının manşetinde yer alan eser.

Kitapta “Arazide kuş varsa düşman yakında değildir.” veya “Ağaçlar hışırdıyorsa düşman yakınlardadır.” gibi bugün okunduğunda bize komik gelecek bazı öneriler içerse de “aslolan savaşmak yıkmak değil, yıkmadan kazanmaktır. Ülkeleri yakıp yıkan savaş zafer değildir. Kendi toprağın dışında saldırma. Gücünü olduğundan daha az göster. Zaferi kutlama.” gibi çağının çok ötesinde fikirler içeriyor. Bunun dışında;

  • “Hükümdar öfkeye kapılarak komutan da tutkusuna yenik düşerek savaşa girmemelidir.”
  • “Sonunda zafer yoksa savaşmayın.”
  • “Zafer ihtimali varsa ilerleyin, yoksa bekleyin.”
  • “Çünkü bir anlık öfke geçebilir, tutku memnuniyete dönüşebilir, ancak ülke bir kez altüst oldu mu tekrar ayağa kalkması zordur, ölenler ise tekrar hayata döndürülemez. Dolayısıyla sağduyulu bir hükümdar ihtiyatlı, iyi bir komutan da dikkatli olmalıdır. Ülkeyi güvende, orduyu güçlü tutmanın yolu budur.”

gibi cümlelere de yer verdi, ben de notlarım arasına almıştım. Aslında dışardan ilk bakışta bunların askeri şartlar açısından geçerli olduğu düşünülse de gerçekte bu cümleleri yaşadığımız hayata eşitlediğimizde ortaya farklı fikirler, farklı sonuçlar çıkabilir. Mesela “İki yol vardır: Biri senin gücünü artıracak bir varoluş yolu; diğeri, seni yokluğa itecek yıkım yoludur.” cümlesi sizlere sadece savaşı mı düşündürüyor yoksa gelecek adına alacağınız kararların sonuçlarını da düşündürüyor mu? İşte tüm mesele bu aslında…

Sun Tzu sözlerini aklınızın bir köşesine yazın!

Sun Tzu, Çinli ünlü bir komutan ve sırf bu eseri için bile filozof diyebiliriz. Hakkında çok az şey bilinmekle birlikte MÖ 6. yüzyılda yaşadığı düşünülen bu ünlü komutan Qi Beyliği’nde dünyaya geldiği ve Wu Devleti’ne subay olarak hizmet ettiği sanılıyor. Tek eseri olan Savaş Sanatı, hükümdarlar ile komutanlar için sistemli bir kılavuz niteliğindedir. Her biri savaşın farklı yüzünü anlatan on üç bölümden oluşan eser, askeri strateji ve taktiğin temel kitabı kabul edilir.

Ben 2021 basımı Doğan Kitap tarafından piyasaya sürülen, Hepsiburada üzerinden kolayca sipariş verebileceğiniz eseri yaklaşık 20 dakikada okuyarak bitirdim. Ciltsiz ve uygun fiyatı ile de dikkatimi çekmiş, kütüphanemde böyle bir değerli eserin olması gerektiğini düşünerek sipariş vermiştim. Bu kitabı merak edip de bu yazıyı okuyorsanız, esere sadece savaş stratejisi olarak bakmayıp hem hayat hem politika hem savaş stratejisi açısından bakıp ona göre okumanızı tavsiye ediyorum.

Kitaptan altını çizdiğim cümleler ise;

  • “… Plan, koşullara göre yeniden düzenlenmelidir.”
  • “Düşmana küçük bir avantaj vererek onun aklını çelin. Kafasını karıştırın ve onu ele geçirin. Ortada bir kusur olsa bile her şey kusursuzmuş izlenimi yaratarak düşmanı korkutun. Güçlü görünün, düşmanın sizden uzak durmasını sağlayın. Onu kızdırın, planlarını altüst edin. Kendinizi yetersiz gösterin ve sizi küçümsemesini sağlayın. Düşman çok güçlüyse onu bitkin düşürün; birlik içindeyse bölmeye çalışın. Zayıf noktalarına saldırın ve beklenmedik yerlerde ortaya çıkın.”
  • “Tecrübeli bir savaşı ikinci defa asker toplamaz, ikmal arabalarını üçüncü defa yüklemez.”
  • “… Sayıca azsanız manevra yapın ve fırsat kollayın.”
  • “Yenilgi içerinden gelirken zafer düşman karargahında filizlenir.”
  • “… Muzaffer bir ordu, zaferi garantiledikten sonra savaşa girişir.”
  • “Karargahını kaldıran ve geri çekilmek üzere olan düşmana saldırmayın. Düşmanı kuşatırken bir çıkış yolu bırakın. Ümitsiz düşmana baskı yapmayın.”
  • “Bozuk ve düz yol arasındaki farkı bilen zafere ulaşır.”
  • “Aşırı temkin, tutsaklığa sebep olur. Asabiyet, saldırı getirir. Aşırı kendine güven, utanca götürür. Birlikleri aşırı takdir, zorluklara yol açar.”
  • “Düşman yakın olup sessizliğini koruyorsa savunma gücüne güveniyor demektir. Düşman size uzaktan meydan okuyorsa yaklaşmanızı bekliyor demektir. Düşman açık alana karargah kurmuşsa gizli bir amacı var demektir.”
  • “İstişare yapılmadan aniden ateşkes ilan edilmesi gizli bir planın belirtisidir.”
  • “Askerler en başından disiplinle eğitilirlerse emirlere itaat ederler.”
  • “Düşmanın değer verdiği şeylere el koyarsanız ona istediğiniz şeyi yaptırabilirsiniz.”
  • “Sonunda zafer yoksa savaşmayın.”

YAZI GÜNCELLEMESİ: BAŞKA BASIMLARDAN EKLEMELER

Yukarıda da belirttiğim gibi, Savaş Sanatı adlı eserin bir çok yayın evi tarafından farklı versiyonları piyasaya sürüldü. Elime yeni bir kitap geçti. Yakamoz Yayınları tarafından 2020 yılında piyasaya sürülen, Özge Ceren Kalender tarafından çevirisi yapılan eseri de okuma fırsatım oldu. İlk kısmı yukarıda anlattığım gibiydi ancak devamında yüzlerce stratejinin 13 başlık altında incelenmesinin dışında bahsi geçen stratejilerin dönemin filozofları tarafından birer birer incelenmesiyle zenginleştirilmiştir. Her strateji için dönemin filozoflarının yorumları kısa kısa aktarılmıştır. Bunları okurken altını çizdiğim yerleri de aşağıda ekliyorum:

  • “Çok eski bir belgede şöyle yazılıdır: İki yol vardır: Biri senin gücünü artıracak bir varoluş yolu, diğeri seni yokluğa ve unutulmaya götürecek olan yıkım yoludur.” (s. 62)
  • “Değerlendirmeleri askerleri sevk etmeden çok önce yapmalısınız!” (s. 63)
  • “İyi yönetmenin yolu insanlık ve adalettir. İyi hükümette, insanlar kendilerini önderliğe yakın hissederler ve ölüm bile onları korkutamaz.” (s. 65)
  • “Liderlik etkeni, zekayı, samimiyeti, insancıllığı, güveni ve cesareti simgeler. Çiğnenemeyecek kurallar koyun ortaya. Nu kuralları çiğneyenleri de hemen cezalandırın. Ödüller bol keseden, cezalar ise asla keyfi olmamalıdır.” (s. 70)
  • “Ödüller makul değilse, minnettarlık doğurmayan bir masraf; cezalar makul değilse saygı doğurmayan bir katliam olur.” (s. 71)
  • “Askeri harekatların belli bir şekli olmaz. Neredeyse tamamı hileyle yürür. Hilesiz strateji olmaz. Strateji olmadan da rakibinizi denetim altına alamazsınız. Hile düşmanı yenmek için gereklidir. Ancak askerlerimizi yönetmek için de doğruluk gereklidir.” (s. 72)
  • “Güçlüyken, zayıf; cesurken korkak; düzenliyken dağınık; doluyken boş; zekiyken aptal; çokken az; ileriyken geri; hızlıyken yavaş; bir yerdeyken başka bir yerde görünün. Düşmanın aklını tamamen karıştırın.” (s. 73-74)
  • “Eğer düşman, pahalı armağanlar ve tatlı dille ize yaklaşırsa, bir şeyin peşindedir. Anlamalısınız.” (s. 77)
  • “En iyi hareket beklenmeyen; en iyi plan bilinmeyendir!” (s. 79)
  • “Stratejisi olmayanlar yenilenmeye mahkumdur.” (s. 81)
  • “Eski bir deyişte geçtiği üzere: Savaş ateş gibidir. Sen söndürmezsen, o kendini yakar tüketir. Eskiden de söylendiği gibi: “Savaşmaya düşkün olup ordularını yoranlar sonunda yok olup giderler.” (s. 83)
  • “Uzatılmış bir savaştan fayda sağlayan bir ülke görülmemiştir.” (s. 84)
  • “Silahınız kendinizden, yemeğiniz düşmandan olursa, uzun yolda bile muhtaç olmazsınız.” (s. 87)
  • “Büyük ödüller cesur adamlar doğurur.” (s. 91)
  • “Düşmanınızı, düşmanınıza karşı kullanırsanız daima güçlü olursunuz. İnat yarar sağlamaz. Ordu ateş gibidir, siz söndürmezseniz, o kendini yakar bitirir.” (s. 93)
  • “Savaş Sanatını uygularken yapılacak en yerinde şey, düşmanın ülkesini hiç zarar vermeden ve tamamıyla ele geçirmektir.” (s. 95)
  • “En iyi yol, olayların kendi akışından yararlanıp, etkili nüfuz ve stratejiyle düşmanı kendiliğinden teslim olmaya itmektir.” (s. 96)
  • “Zorlukları aşanlar, daha zorluk meydana çıkmadan tedbirini alanlardır; düşmanlarını kolayca yenenler, onlar hazır olmadan saldıranlardır.” (s. 99)
  • “Bir ülkenin gücü ya da zayıflığı komutanlarına bağlıdır.” (s.110)
  • “Bir ülkeyi insani duygularla ve adaletle yönetebilirsiniz ama bir orduyu asla. Bir ordu manevralarla yönetilir ama bir ülke asla.” (s.112)
  • “Sorumluluğu paylaştırmada usta olan kişiler zekileri, cesurları, açgözlüleri ve aptalları kullanırlar. Zeki kimseler hak ettikleri yere geldikleri için sevinirler, cesurlar içlerindeki hırsı ortaya koyarlar, açgözlüler çıkarlarını kollarlar, aptallar ise ölümden korkmazlar.” (s.113)
  • “Başarılı bir lider, ahlak etkenini geliştirip disiplin etkenine bağlı kalandır. Böylece başarıyı kontrolü altına alır.” (s.128)
  • “Düzenine fazla güvenirseniz, düzensizlik doğar. Gücünüze ve cesaretinize fazla güvenirseniz, zayıflık ve korkaklık doğar.” (s.136)
  • “Adamlarınızı yeteneklerine göre seçmeli ve onlara uygun sorumluluklar vermelisiniz. Cesur savaşır, dikkatli nöbet tutar, zeki haberleşir. Kimse yararsız değildir. Sorumluluk dağıtmanın kuralı, insanları beceremeyecekleri şeyler yüzünden suçlamadan, onlara kendi yetenekleri doğrultusunda sorumluluklar vererek, açgözlülüğü, aptallığı, zekayı, cesareti, hepsini kullanmaktır.” (s.138)
  • “İlerisini düşünmeyenleri, önlem almayanları yenmek kolaydır.” (s.144)
  • “Sinsilik durağanlıktır, gizlilik harekettir. Durağanlık savunma, hareket ise saldırıdır. Böylece onların kaderlerine hükmederek hayatlarına hükmedersiniz.” (s.146)
  • “Düşman ordusu öfkeliyse, onları hemen kışkırtın; eğer güçlüyse gevşetin, eğer komutanları kibirliyse aşağılayın, açgözlüyse yemleyin ve tuzağa çekin; eğer şüpheciyse siz d onu gözetleyin. Yani zaferin şekli her zaman düşmana göre belirlenir.” (s.157)
  • “Geyiğin peşine rehbersiz düşersen seni ancak çalılığa götürür.” (s.162)
  • “Biriktirdiğiniz enerjiyi bir andan sarf edebilmek için stratejinizi gizleyeceksiniz.” (s.164)
  • “Komutan gereken zamanlarda subayların ve askerlinin zihinlerini yanlış raporlarla karıştırmalıdır. Böylece onların her detayı sorgulaması engellenmiş olacaktır. Bu, onların bir şey bilmemelerine karşın her şeyden habersiz, sadece emirleri uygulamalarını sağlamak içindir. Planlarını sık sık değiştirerek, düşmanın içerden bilgi alabilme ihtimalinin önüne geçmeli, kamp yerinde yapacağı değişiklerle de düşmandan asıl amaçlarını gizlemeyi başarmalıdır.” (s.217)
  • “Bilge bir yönetici her zaman titiz ve dikkatli; başarılı bir komutan da tedbirlidir. Ülkede barışı sağlamanın ve orduyu bir ada ve güvende tutmanın yolu budur.” (s.231)
  • “Eski zamanlarda, Yün Hanedanı’nın yükselmesi, Hsia’nın emrindeki I Chih adınaki casusun sayesinde olmuştur. Yine aynı şekilde, Chou Hanedanı’nın yükselişi de Yin’e bağlı hareket eden Lu Ya sayesindedir.” (s.239)

Şimdiden sizlere iyi okumalar.

Yazı gezinmesi

Mobil sürümden çık