Kitap Yorum: Uçurtma Avcısı

uçurtma avcısıAnlamak kelimesi içerisinde o kadar sihirli bir şey taşıyor ki: bu kitabı okuduktan sonra daha iyi idrak ediyor insan. Hani çevremize, yaşananlara nasıl yabancıysak; dinimize, geleneklerimize ne kadar yabancıysak: işte bu kitaba da ben o kadar yabancıydım ilk elime aldığımda… Bestseller olması dışında herhangi bilgim olmayan kitabı okuduktan sonra, bir çok konuda fikrimin değiştiğini ve bir şeyler öğrendiğimi görmek ve bunların yanında kitapta çevremizde yaşananlardan da izler bulmak çok güzeldi.

Uçurtma, aslında sembolik bir anlam taşıyor kitap açısından; daha çok biz ikili ilişkilere yani insani ilişkilere odaklanıyor kitap boyunca… Dostluk, arkadaşlık, sadakat, inanç, güven gibi bir çok ulvi duyguyu yani bir çok insana nasip olmayan duyguyu, küçücük bir çocuğun yaptıklarıyla okuyup sindirmeye çalışıyoruz: bunun karşısında ise her türlü ihaneti, yalanı, korkuyu içinde barındıran zengin bir çocuğunda neler yapabileceğini sinirli bir şekilde takip ediyoruz.

Afganistan’da geçen bu ‘aile dramı‘nı okurken bir yandanda orada yaşanan etnik kıyımdan tutunda, islam dininin nasıl ‘ehli olmayan kişiler tarafından’ kullanıldığını görüyoruz. Kitapta bir yerde ‘Baba’nın imamlar hakkında söylediği ‘ne okuduklarını bile bilmiyorlar’ benzeri söz gerçekten çok anlamlı ve üzerinde düşünebilecek bir cümle idi: gerçekten, kuran-ı kerimde okuduklarımızdan hangisinin anlamını biliyoruz ki? Afganistanda yaşanan etnik kıyımı bir kenara bırakıp, dini açıdan işlenen bir çok ‘şeriat’ uygulamalarının hangisi dinimizde var ki gerçek anlamda? İşte bütün bu olanların arasında yaşanan savaşın öncesi ve sonrasında bir ailede yaşanan dramın muhteşem bir öyküsü ile karşı karşıyaydık…

Okurken kimi kez gözlerimin dolduğunu gördüm: küçücük bedene bu kadar inanç, güven, sadakat nasıl sığıyordu şaşıyordum. Şaşmaktan daha çok utanıyordum da: acaba ben bunu arkadaşlarım için yapabilir miydim? sorusunu çoğu sahnede kendime sordum. Mesela, bir savaş olsa ülkemi bırakabilir miydim? Kaçabilir miydim? En sevdiğim arkadaşımdan uzak durmak için ona ihanet eder miydim? Ve bunları ne için yapardım, kendim için mi ailem için mi????

Sorulması gereken onlarca soru varken, kitap yine de çoğu kimseyi tatmin edecek bir yerde bitiyor. Ve yazarın da dediği gibi: bir tanrı var ve herkes elbet yaptıklarının cezasını çekecektir. Ve bu cezayı çektiğinde, o insan gerçekten özgür olacaktır.

Mutlaka okunması gereken bir kitap…

Ben şimdi filmini de izleyeceğim; tereddütlerim var ama olsun. Acaba bu koskoca kitabı, filmde güzel bir şekilde anlatabilecekler mi? O da bir başka yazımda…

khaled hosseini‘nin bir diğer kitabı da masamda sırasını bekliyor…

Yazı gezinmesi

Mobil sürümden çık